S/izdüşümler-II (Project Democracy)

Bu zamanın insanına………………………..
Yurduma……………………………………

24 Ekim 1919/Kırşehir..

“En önemli kurtuluş ilkesi; Halkın örgütlenmesidir..Örgütlenmeyen bir halk “saray” karşısında, “Sömürgeciler” karşısında yenilir, ezilir…Öyle ise “Genç Aydınlar! ...” Halkın önüne düşeceksiniz..Ulusal bilincin ateşini yakacak ve Türk Halkını, Bağımsızlık savaşımızın halkasında örgütleyip, birleştireceksiniz..Bu örgütlenmeden nereye çıkacağız? Bu örgütlenmeden Halkın Yüzyıllardan beri özlediği Halk Devleti yoluna çıkacağız..Bu halk hareketini, bir ulusal devlet haline getireceğiz…Kırşehir Gül’ü gibi toprağa, halka bağlı yeni bir Türk Devleti..”

M. Kemal ATATÜRK

1947/Ankara TBMM..

“Dünyaya ışık nereden geliyor? Bu ışığın bir kaynağı var.Işık Amerika’dan geliyor.Ümit nereden geliyor? Amerika’dan geliyor…”
Hamdullah Suphi TANRIÖVER
CHP Eski İstanbul Milletvekili

“Bugün, bu büyük milletin..Amerika’nın…İnsanlığa yaptığı yardımı hatırlayıp teşekkür ederken, Peygamber gibi temiz ve kusursuz Roosvelt’i ve onun halefi olan, kıymetli “devlet ve millet” adamı Truman’ı hürmetle selamlarım..
Muhittin Baha Pars
CHP Eski Bursa Milletvekili

S/izdüşümler-II

Biliyorum..
Yorgunsun sen..
Öyle yorgunsun ki..
Sen ağlayınca
Dağlar,
Dönerek yüz üstü yuvarlanır
Kendi uçurumlarına..
Çekilir dalgaları denizlerin,
Bütün kıyılardan….
Kendi sularına…..

Yorgunsun,
Biliyorum..
Öyle yorgunsun ki,
Sen ağlayınca
Utanır göğün mavisi,
Gri yağmurlar boşanır
Bulutlarından…

Oysa doğrulmalısın olduğun yerden..Sözün mü geçmiyor ayaklarına..Dizlerini kullan! Silahın mı yok..Ellerin var..Kolun mu kırık..Be hey sevgili! Yüreğin var! ..Kapatırsan gözlerini..Esirgersen gözlerinde ki ışığı Aşk’tan..
Düşer yıldızlar..Söner güneş..Son bulur alem..

Kaç kılıç darbesi değdi
Avuçlarına..
Kaç ölüm sundular,
Bıyığı terlememiş
Çocuklarına..
Şimdi kan revan mı yüzün,
Sinen de koca bir hüzün..
Diren! ! ! !

Uyanmaz,
Ve yenilirsen..
Yemin verdi bahar,
Sunmayacak yaprağını..
Ahdetti bu topraklar,
Büyütmeyecek başağını…
Biliyorum..
Yorgunsun sen…
Ama bu gafletle
Yenilirsen,
Gömüldüğün toprak,
Örtmeyecek utancını………..

Dört yanında dört bin tuzak..Boynunda kırk ilmek urgan..Ölüm çetrefil..Bela doğurgan..Öyle bir masal ki huzur dediğin..Menzili uzak..Yüz Kaf dağından…Sen insansın! Kalk! ....Kalk ve hatırla..Seç ve doğrula..Gööörrrr! ! ..
Yeniden bak….Yeniden..Ve anla! ....

Her gün biraz daha çok kanıyorsun..Amortisiz bilet kuponlarında eskimiş umudun..Ve sen yanıldıkça büyümüş, iliklerine işlemiş yoksulluğun..Oğlunu vermişsin vurmuşlar..Kızını vermişsin, satmışlar..Yüreğini koymuşsun, alın demişsin, belki bu..Belki insafa getirir sizi..Anlarsınız bizi…Kanatmışlar….

Uyuşmuş soğuktan cesetlerin teni..Yine de ölüler daha saygın..Lakin..Leş kokusuna bürünmüş yürüyen ruhlar.. Gözler kör..Kulaklar sağır..Sözler sıradan…Acz’ ini haykırıyor her görüntü karşıda ki aynadan..Emperyal bakışlı, misyoner yakarışlı, soysuzluğun asaletini taşırken içinde, küçümsüyor varlığını, çelimsiz kalem, yürek cahili, bilge görünüşlü…Susuzluktan çatlarken dudakların, kanını emiyorlar….

Kimdir onlar? Ve ötekiler..Ve içerdekiler..Damarlarına sızan..Beynini kemiren..Düşün! Sen ki bu kavgayı….
Çok defa görmüştün! ...Korkma ölümden….Yürü..Yeniden doğarsın küllerinden….Biliyorsun..Daha önce de öldürülmüştün..

Yorgunsun sen,
Biliyorum..
Öyle yorgunsun ki…

Pusuya yatmış zebaniler,
“Örümcek ağlarında/n” zincirler,
Puşt bakışlı kelepçe,
İdamını kabul beklerken,
“Mürekkebi kan” bir dilekçe…

Hakkın yok yorulmaya………

Kalk sevgili! Kalk ve topla düşürdüğün umutlarını..Baharı hatırla..Hani taze toprak kokardı her yağmur sonrası bahçen..Hani çocukların vardı senin gürbüz bakışlı..Hani gurbete yolladığın Er’in..Şakağında açmış taze “gül”le gömdüğün neferin.Bilirim ah can yoldaşım..Sırrımın bekçisi..İçimin sancısı.. Ömrümün gerekçesi..Bilirim..
Yorgunsun sen..Ama yenilirsen..Bitmez o zalimin işkencesi..

Sevdim seni işte..Yazılmışsın alnıma..Ellerinde ki nasırla..Sırtında ki yükle..Gözünde ki yaşla sevdim..Sözünde ki Gam, sızında ki Gem, sesinde Matemle sevdim..

Biliyorum…..
Yorgunsun sen…..
Öyle yorgunsun ki,
Seni kavga da dökülen,
Terinle sevdim..

Bir tek Onlar!
Bilmiyorlar..
Ama anlayacaklar…

Henüz bitmedi………………………………………..

“Project Democracy”

“Türkiye yapaydır..Gerçekte varolan Türkiye, bir adamın, önemli bir adamın, tarihsel öneme sahip bir adamın dikte ettirmesiyle yaratılmış, bir yapay oluşumdur…Bunu yapan kişinin adı, Mustafa Kemal ATATÜRK’tür..Bu adam, tek başına bir devlet yaratmıştır..Ve Türkiye’nin bu günkü sorunu, işte budur.. Bu adam “yapay” olan bir devlet yaratmıştır..Bu gün Türkiye Cumhuriyetinin temeli olarak, Kemalizm’in iki unsuru, Laiklik..”Dinin ve Siyasetin birbirinden ayrılması..” ve “ Türk ulusalcılığı” gerçekle bağdaşmamaktadır..”

15 Eylül 1998
Udo Steinbach
Konrad Adenauer’in Türkiye danışmanı..

“Olan şey, Mustafa Kemal’in var olmayan “farazi bir varlık”ı, “Türk Milleti”ni, ayağa kaldırarak ona hayat vermesiydi..O’nun girişmiş olduğu projenin gerçek boyutlarını “Biz” e veren, ve düşüncesinin ütopyacı niteliğini ortaya çıkaran, “Olmayan bir şey” için, sanki “varmış gibi” çalışması ve onu var etme yolunda ki kabiliyetidir….”

Ergun ÖZBUDUN
CIPE Türkiye Bürosu 2.Direktörü
(Centre International Private Enterprise)
TDV (Türk Demokrasi Vakfı) Kurucusu

“Hiçbir yenilgi böylesine ustalıkla zafer görüntüsüne dönüştürülmemiştir..Hiç bir mütareke de böyle bir kutlama coşkusu yaratılmadı…Hiçbir “teslimiyetçilik” böyle bir şenlik havasında sunulmuş olamaz…Evet,
bu günün Türkiye’ sinde akıl almaz bir iyimserlik havası estiriliyor…..O Türkiye ki….Aslında “tarihinin en düşündürücü dönemlerinden birine” girmektedir…”

Prof. Dr. Mümtaz SOYSAL
Helsinki zirvesi sonrası

“Cebren ve Hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir..Bütün bu şeraitten daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler….
Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini,müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler”

M. Kemal ATATÜRK
Siz tanıyorsunuz..Bizse “Yaşıyoruz” ………..