Kal olmuş kavi düşlerimde kazılar yapıyor sonsözlerim. Vakit gelir gidersin gitmeyi sıkı sıkı giydiriyorum. Gizlenen yağmurları gözyaşlarına sunuyorum. Hiç gelmez değilsin bana…Biraz ,birazlara yetiniyor yetiklerim, yetim kalan yeislerim.
Bitmeden bahar yer altında gizlenen sevda cemrelerim çıkacak, çiçeklerine buhar olacağım
Sularım söz yazılacak yeşeren yapraklara. Meyvenin habercisi geliş kuşları gagalamasın acılarını diye saklanıyorsun benden.Biriken benden katre katre mahsul ürünler pazarlanır sensiz pazarında.
Onulmaz,umulmaz açmazlarımla yaralarımı pazarladım yabancı güzellere.Topladım eski umutlarımın birikilmişliğini,itilmiş mecburlarımın meçhul esintilerinde.
Duy sesimi, Davud benim için söyledi canhıraş melodimi. Herkes lal ü kal oldu.Sense, benim sevgim bitti,yetemem sana.Bitiklerinin kitabesinde Leyla’nın artıksı sevda satışını yapıyorsun.Pazarla benim gibileri bensizlik malihulyalarında.Seni 80 kişi istemişti.Varmamıştın. Varın, varsılın, varamadığın, darmadağın, yanardağın ben olmuştum. Benistan’da hep ilkleri yaşamıştın. İlk kez kezalarının kazası yoktu. Ummi umutların,aydın sevilerin hep yaşamıştı Benistan’da.
Kurduğumuz hayallerden elmas değerinde tutuluşlar yaratmak istiyorum...Onları dayatılmışlıkların olmadığı sonların tüneline taşımak; senin olmadığın şirin zamanlarda da yokluğunu tane tane sıralamak istiyorum aşk göğüne.Yıldızları silip,senli ışıltılarla geceye bakmak istiyorum.
Biriken öçlerden; tomurcuk açsın nefretlerin o da aşkın meyvesidir kurtar beni sensiz ve kurumuş bir kısmı yanmış aşksızlık ormanından. Teninde aşk baharının kokusu yayılsın gül bahçeme. Orda bülbül olarak yaşama şansım artsın.
Ah, birbirimize yakın olmak için yaratılmışlığı neden uçuruma reklam olarak astık.Kar yağınca neden çığlarımın altında kaldı çığlıkların? Görülmemiş harikaların avında neden benden vuruldu kalp atışların, beni çeken bakışların? Kalışının sergisini açmak istiyorum sevda panayırında, Sen salına salına sakıncalarınla geçip bakarken, güvenene güvenenler gibi güvendim her şeyine.
Sen gitmenin kedisiydin sanki hazlarımın farelerini öldürmeden, zevk kedileriyle aşk mutfağında oynaşışlara sürükledin.Bir kaçınılmazın eteğinde dağlarımı eritti arayışlar.Araladım hatalarımı anladım ; ama tek suçlu ben değilim ki senin payın gittikçe tırtıklıyordu baykuşluğumu.Güzel gülleri deşerek yuva yapmam baykuşluğuma zafer değildi ki..
Devrilmiş bir dönemin sınavındaydım.Pembe dünyalarımın pan gösterilerinde her şey o kadar rengine alacaydı.Ala düşlerin ala geyiğini vurmaya gittim.Sensizlikten, günahtan, hatalardan vuruldum.Kırık dökük hesaplarla damla damla bireken vicdanım gölünde gayrı tavın, tadın kalmamış.
Geliş buzulunu eritip saflığını,haklılığını ilaç yapacağım sahilimde büyüyen kaktüslerine.
Kanayan yanlarımın üzerine sıcaklığını sere serpe koyacağım.
S e n g i t ben henüz gitmeyi öğrenemedim.
Hayrettin TaylanKayıt Tarihi : 2.2.2009 15:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!