-İhsan Keskin'e-
Gam dolu ezgilerle ninniler söylerdin,
Avuturdun beni öksüz çocuklar gibi,
Haziran akşamlarının yalnızlığında.
Akışındaki ahenk yolculuklar gibi,
-Ey garip şair işte hüzün vakti- derdin.
Uzanırdın sinesine Bend-i Mahi'nin,
İçli sevgililer gibi aheste durgun,
Ayak izlerimi bıraktığım yamaçtan.
Ah şelale, beni bir tek sen anlıyordun,
Yalnız sen okşuyordun ruhunu vadinin.
Geceye huzur veren bir akışın vardı,
Savururdun saçlarımı rüzgara karşı,
Ki, hoyrat eserdi Gönderme rüzgarları.
Heba olsun varsın birkaç damla gözyaşı,
Gözlerimde tutsak gibi kalışın vardı.
Gurbet beni sarardı düşerdim melale,
Bulurdum seni akşamladığım yollarda,
Islanırdım sende tutkulu bir sevdayla.
Bugün vadide kuşlarla yeşil dallarda,
Andım Bend-i Mahi'yi ve seni şelale.
(Taşova, 15.05.2006)
Ali Rıza AtasoyKayıt Tarihi : 17.5.2006 10:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Van gölünün kuzey doğusunda, Muradiye İlçesine yaklaşık 10 km. mesafede Muradiye şelalesi vardır. O yöredekiler ve orayı görenler iyi bilir ki, Bend-i Mahi çayının oluşturduğu derin bir vadi üzerinde suyun 15 -20 m. yüksekten akmasıyla şelale oluşmuştur. İlkbaharda yöredeki karların erimesiyle daha gür, daha ihtişamlı, daha köpüklü akar ve akışındaki ses derin bir musiki melodisini andırır. Vizyon Tele filmini seyredenler kısa bir karede şelaleyi ve şelaledeki asma köprüyü hatırlayacaklardır. Şelalenin hemen ayak ucundan karşıya sallanan halatların üzerine kurulmuş enterasyan bir yaya köprüsüyle karşıya ve orada bulunan restoranın bulunduğu sosyal tesise ulaşılır. 2001 yılının Haziran ayında kamu görevlisi olarak Ankara'dan Van'ın Muradiye İlçesine atanmıştım. İlk kez taşra memurluğuna atanmıştım ve uzun yıllardan sonra uzun süreli olarak ilk kez Ankara'dan ve evimden uzak kalmıştım. Göreve başladığım günün akşamı bir grup arkadaş beni Şelale'ye yemeğe götürdüler. İşte, gurbetin ilk akşamında yüreğimde gurbetin hüznünü duysam da ihtişamlı bir tabiat harikası karşısında yemek yemenin keyfini yaşadım. Serde şairlik olduğu için, bir taraftan da şelalenin akışındaki ahenge ve Bend-i Mahi çayının kıvrımlarına kendimi kaptırmıştım. Ondan sonraki günlerimde de kış dönemleri hariç hemen hemen haftanın birkaç günü oraya gider, gece geç saatlere kadar oturur muhabbet eder ve şelaleyi ve kendimi dinlerdim. O yıllarda da şelale için bir şiir yazmayı çok istemiştim, kısmet olmadı. Yıllar sonra, değerli mesai arkadaşlarım ve meslektaşlarım halen Muradiye Yavuzselim İlköğretim Okulu Müdürü olarak görev yapan İhsan Keskin ve Muradiye Öğretmenevi Müdürü İbrahim Güler ile yaptığımız bir telefon görüşmesi bana şelale akşamlarını hatırlattı. Uzaktan hayal ettim ve yadettim şelaleyi, dolayısıyla bu duygular *** Şelale *** şiirinin yazılmasına ilham kaynağı oldu. Şiirseverlere saygılarımla. 15/05/2006
Avuturdun beni öksüz çocuklar gibi,
Haziran akşamlarının yalnızlığında.
Akışındaki ahenk yolculuklar gibi,
-Ey garip şair işte hüzün vakti- derdin.
SEVGİLİ HOCAM ŞİİRİNİZİ DEFALARCA OKUDUM. COK BEĞENDİM.KUTLARIM CANİ GÖNÜLDEN.
Bir kez daha,çok güzel bir şiirinizi kutlamakla mutluyum.Saygılarımla,
Ünal Beşkese
yaşadık sağolunuz.Saygılarımla.
İçli sevgililer gibi aheste durgun,
Ayak izlerimi bıraktığım yamaçtan.
Ah şelale, beni bir tek sen anlıyordun,
Yalnız sen okşuyordun ruhunu vadinin.
Bir özlem türküsü sanki şiiriniz. kaleminizde ayrı tat var müdürüm. yürekten kutluyorum..
saygılarımla
TÜM YORUMLAR (9)