17.07.1997... Salmankas
Gara gış kapıda havalar soğuk
Baslar öksürükler hep boğuk boğuk
Tam altı ay yolsuz ıssız habersiz
tandur'a iskem'le hancegek foruk
Evler küçük hâyât herem'le oda
Odanın süsüdür peşgo daraba
Ahırda gübreler dolar sepet'e
Taşımam diyene naz'etma derler
Arpa güzlük çavdar burda ekilen
Harmanda sürülüp gemle dövülen
Gendime çorbalık gazinti kuymak
Tandırda pişendir lezzetli yemek
Çavdarın un'uyla peynir' li ekmek
Lahana çorba'sı en iyi yemek
Yemem desen yok ki; başka seçenek.
Sofranın başında naz, da ne demek..
Armudun koyağı mağra boğazı.
Ayvazlı, godillar, nebiyurt güzün
Bir diken olur ki; boyumdan uzun.
Çegim geven çaşur kuşburnu heybe.
Hele duman gelsin gözgözü görmez.
Kaybolanlar aramakla bulunmaz.
Idare lambası gaz ile yanar.
Lüküs'le balığa giderken gençler..
Petektaş kayâlar sırtlar çayırlar
Değirmen'ler hanlar, yolcu ağırlar.
Şırıl, şırıl sular patika yollar.
Kalenin, üstün den seyredin şöyle .
Evelik gongoroş kuzukulağı
Yemlik ekşi fusga gelinparmağı
Rakım tam ikibin ikiyüz seksen
Eksik olmaz karşı dağın karları
Fusga , yemlik, ekşi, rame'de soldu.
Yeter artık ilyas gözlerim doldu.
Güzel insanların , çoğuda öldü.
Şimdi hepsi dua, bekliyor bizden...
Kayıt Tarihi : 7.1.2007 17:01:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
17.07.1997... Salmankas Bizim salmankata kışlar çok soğuk. insanlar öksürür, hep ,boğuk, boğuk Tam altı ay, yol yok, iz yok, haber yok. tandur'a hancegek, külve'yle foruk. Çile çekmiş, köyde doğup ölenler, Orakla ttırpan'la çayır , biçenler. ,meşe bahçe, tarla koşan, insanlar. Yazın işten, kışın, kar'dan yorulur.. Evler küçük hâyât , herem'le, oda. Odanın süsüdür, peşgo, daraba. Ahırdan gübreler, dolar sepet'e. Taşımam diyene, naz'etma, derler. Rakım tam ikibin ikiyüz seksen Anlatılanları ya senda çeksen ? İnekler, sığırdır, danalar, düge. küçük sular ırmak, pınarlar göze. herkes, muhtaç ,burda, at'a , öküz'e. Ganderef, gayışı, nerde emiceee?? Evelik ,gongoroş, kuzukulağı... Yemlik ekşi fusga, gelinparmağı. Kartal, doğan, tilki karga, gasgara. Çoban gabalak'sız bilmez, dağlar'ı.. Arpa, güzlük ,çavdar, burda, ekilen. Harmanda sürülüp, gemle dövülen. Gendime corbalik, gazinti , kuymak. Tandırda pişmesi lezzeti veren Çavdarın un'uyla gazinti ekmek Lahana çorba'sı en iyi, yemek. Yemem desen, yok ki; başka seçenek. Sofranın başında naz'da nedemek...! Rakım tam ikibin ikiyüz seksen Anlatılanları ya senda çeksen Armudun koyağı, mağara boğazı. Ayvazlı, godillar, nebiyurt, güzün. Bir diken olur ki; boyumdan uzun. Çegim, geven, çaşur, kuşburnu, heybe. Hele duman gelsin, gözgözü görmez. Kaybolanlar, aramayla bulunmaz. Idare Lambası gaz ile yanar. Lüküs'le balığa giden o gençler .! Petektaş, kürkârlar, sırtlar, çayırlar. Değirmen, ve hanlar, yolcu ağırlar. Şırıl, şırıl sular, patika yollar. Galenin, üstünden , seyredin işte . Fusga , yemlik, ekşi, mor'larda soldu. Ilyas yeter artık , gözlerim doldu. Burda ne insanlar, yaşadı öldü. Şimdi hepsi dua, bekliyor bizden... ...❤




Çektiğim çileyle gözlerim doldu
Ogünki insanların çookları öldü
Şimdi hepsi dua beklerler bizden...'
Şirin mi ,şirin anadolunun küçük bir yerleşkesidir
salmankas köyü,
Bir köy vardı uzaklarda,işte,o köy bizim köyümüz,
haytımız,her şeyimiz.
İlyas kardeşime, salmankas köyüne sevgiler,selamlar.
Tebrikler.
Süleyman kaya
TÜM YORUMLAR (2)