Kutsal yüreğine vurgun kelimeler biriktiriyorum günlerdir
Mühürlü bir sevdanın rengârenk gül desteleri var içerimde.
Sen, gecelerin siperlerinde aşkla titreyen mağrur kelebek,
Rüzgâr türkümüzü susturmadan ülkenden çekilmeyeceğim...
Bunca yıl seni yazsaydım eğer, ülkemin bütün toprakları yemyeşil olurdu. Sana yıldızlı bir günde rastlamasaydım eğer, bu beden bende olmaz, acıların yoldaşı olurdum. Sevmek acı, seni sevmek acıların atlası şimdi. Ben o atlasta seni buldum ve söylüyorum işte yeryüzünün en güzel 'Seni seviyorum' sözcüğünü.
Şimdi uzan yatağına ve dağıt bedenini sarmalayan tüm acıları. Gözlerini gözlerime dik, ellerini ellerime uzat ve bedenini yıldızlarıma ser. Ruhundaki fırtınalara meydan okuyarak gir düşlerime. Gözlerin açık, ihtirasların bıçkın ve özlemin bir deli kısrak olsun. Ellerin konuşsun, zaman dursun, bedenimiz birbirini bulsun, sonra, isterse kıyamet kopsun.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Beni bende var eden düşüm kadını
Bakışlarında gördüm senin tadını
Derinlere kazıdım güzel adını
Rüzgarın tutukludur gönül hücremde
Duygu oyası güzel yazınızı okurken yüreğime düşen akisini yazmadan duramadım Selahattin bey, yüreğinize ve kaleminize sağlık... Akdenize selamlar...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta