Odanıza çekilin, koltuğunuza rahatça oturun. Başka tüm ışıkları kapatın, tüm sesleri susturun, tüm hareketleri durdurun.
Yapayalnız, uçurumun kenarında köpükten heykeller çıkaran bir dehlize, nehir kadar coşkun, üzerinde kanat çırpan şahinler kadar özgür, rüzgar kadar renkli bir son bahar gününde, biraz sonra atlayacağınızı düşünün. Son on adımda nehre kanat çırpacağınız yerde bekleyip oracıkta oturun.
Son düşüncelerinizi sorgulayın. Hayatta duyduğunuz ilk sesleri, ilk özlemleri, ilk iyiliğinizi, ilk şefkatli elleri, gün biterken hissettiğiniz çocukluk hüzünlerinizi, okula attığınız ilk adımı, ilk başarılarınızı, en sevdiğiniz yemekleri. Beraber hayata kök saldığınız yol arkadaşlarınızı, ilk kavgalarınızı, ilk hüzünlerinizi ve en içten hıçkırıklarınızı.
Kaderin boyun eğilecek bir olgu olduğunu düşündüğünüz ilk hayal kırıklarınızı düşünün. Eğer hayal kırıklıkları hayatınızda diğer kefeyi daha baskın hale getiriyorsa bir adım yaklaşın uçurumun eşiğine.
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta