Odanıza çekilin, koltuğunuza rahatça oturun. Başka tüm ışıkları kapatın, tüm sesleri susturun, tüm hareketleri durdurun.
Yapayalnız, uçurumun kenarında köpükten heykeller çıkaran bir dehlize, nehir kadar coşkun, üzerinde kanat çırpan şahinler kadar özgür, rüzgar kadar renkli bir son bahar gününde, biraz sonra atlayacağınızı düşünün. Son on adımda nehre kanat çırpacağınız yerde bekleyip oracıkta oturun.
Son düşüncelerinizi sorgulayın. Hayatta duyduğunuz ilk sesleri, ilk özlemleri, ilk iyiliğinizi, ilk şefkatli elleri, gün biterken hissettiğiniz çocukluk hüzünlerinizi, okula attığınız ilk adımı, ilk başarılarınızı, en sevdiğiniz yemekleri. Beraber hayata kök saldığınız yol arkadaşlarınızı, ilk kavgalarınızı, ilk hüzünlerinizi ve en içten hıçkırıklarınızı.
Kaderin boyun eğilecek bir olgu olduğunu düşündüğünüz ilk hayal kırıklarınızı düşünün. Eğer hayal kırıklıkları hayatınızda diğer kefeyi daha baskın hale getiriyorsa bir adım yaklaşın uçurumun eşiğine.
Tüm iyi öğretilere ramen erdemli bir insan olmadığınız kanısında iseniz iki adım daha yaklaşın. İnançlarınızı sorgulayın; irfan sahibi bir insanın bulunması gereken noktalarda mı yoksa vasat insanların çoğunlukta olduğu izbet bir köşede mi geçirdiniz yılları. Son tercihi hangi koşullarda oluşturdunuz, kaderin zorunlu bir hilesi mi yoksa beşeri bir kibir ve azamet mi. Yanıtınız azametten yana ise iki adım daha yaklaşınız.
Kazançlarınız, başarısızlıklarınızın tahakkümü altındaysa ve bırakmışsanız kendinizi zamanın kayıp koridorlarında ümitsizce tembelliğe, bir adım daha daha atın uçuruma doğru.
Akıllı bir çocuk ateşe değmeden ısıdan elinin yanacağını anlar ve dokunmaz. Uslu olmayan çocuklar ve bunu alışkanlık haline getiren erginler sorumsuz bir meraklılığın kurbanı olarak dokunurlar ateşe. İyi bir ebeveyn tarafından yetiştirilmenize ramen, hata sonuçlu kişisel tercihlerinizi yol haritası yapmışsanız, merakınızı sorumsuzluktan yana koyup yükünüzü başkalarına yük yapmayı alışkanlık haline getirmişseniz iki adım daha yaklaşın.
İnsanlar hayata kendine bahşedildikleri kadar sorumludur. Bir dilsiz ne kadar küfredebilir. Maddi dünyada çabalara ramen elde edemediklerinize karşın topluma karşı ne kadar maddiyat sorumluluğunuz vardır. Güzel değilseniz bir sevdanın kalbini ne kadar kırabilir misiniz. Ama sahip olamadıklarınızı, sorumlulukları azaltan bir neden değil kaderin size oynadığı kahpece bir oyun olarak görüyor, eksikliğinizi gidermek için kötü maskeler biçiyorsanız kalbinize 3 adım daha yaklaşın.
Vardığınız noktada son bir adım kaldı, kanat açmak için uçurumdan nehre doğru. Sırtınızı uçuruma doğru çevirin ve başınızı biraz kaldırıp dikkatlice gökyüzüne bakın. Dağlardan kumsal, göklerden deniz yapan yaratıcınızın isteği olmadan geldiğiniz noktadan, göklerin ötesine kanat çırptığınızı düşünün. Ayın görünen yüzüyle yalnızlıklarınızı karşılaştırın, pürüzlü topraklarını taş kesmiş kalbinizdeki boşluklarla doldurmayı deneyin. Ruhunuzdaki dipsiz kuyunun uzayın derinlikleri kadar yardım elinden uzak olduğunuzu hissediyor ve güneş içinizi ısıtmıyorsa bulunduğunuz noktaya geri dönüp kendinizi uçurumdan aşağı özgürce bırakın. Düşerken kuşların çığlık seslerini kulağınızda, kabaran nehrin coşkun damlalarını yüzünüzde hissedin. Kalbinizde ki kirlilikleri serin suların şefkatli ellerine bırakın. Geride bıraktığınız aklınızı rüzgarın tazeliğine savurun. Kaybolan nefesinizi doğa ananın kucaklarına bırakın. Sırtüstü çarptığınız suyu babanızın akıllı ol tokatı gibi utançla kabullenin.
Ve uyanın. Karanlık odanızda oturduğunuz koltuğunuzdan kalkıp ışıkları açın. Tüm bu adımları uçurumun ucundan geri doğru yürüyerek düzeltin. Kendinizi bulacaksınız; bir kuşun özgürlüğünde, bir nehrin coşkunluğunda, yeni doğmuş bir çocuğun masum gülücüklerinde, annenizin kucaklarında, babanızın sert şefkatinde, kalbinizin sesinde, dualarınızın yolunda, irfanın beşiğinde, medeniyetin merkezinde, sevdiklerinizin yanında, sizi sevmeyenlerin affında. Güneşli bir sabahın mutlu ışığında kalbinize inen selamların çıktığı ve gülücük saçan iki güzel dudağın arasında. Aşklarınızın elinde çimenlerin yatağında, ümitle doldurduğunuz yelkenle özgür denizlerde, rüzgarın renklerinde,...
Fox MulderKayıt Tarihi : 19.11.2007 17:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!