İçime ateşi atıp gittiğin günü hatırlar mısın? Nerden bileceksin o günden beri, benim için için yangınlarla boğuştuğumu? Şöyle bir uğrayıp geçerken yüreğime, saldığın is kokusu olduğunca üzerime sindi oysa. Yanmış yüreklere yeni yeni ateşler atsan, ne artırır, ne azaltır eski yangınları. Zaten yanmıştır yanan. Zaten küllerini savurmuştur rüzgara. Darmadağın olmuştur dünyalar.
Neden dağıttın, neden bu hallere koyup da gittin beni diye hesap sormaya kalkacağımı bekliyorsan eğer,yanılırsın. Düşersin hatalara,benim doğrulduğum yerlerde sen karanlık bataklara saplanırsın.
Ben bu yollardan geçtim. Geçtim de döndüm bile aslında. Dönerken o kadar çok yolcu vardı ki geçtiğim yerlerde, kiminin elinden tuttum, kimine de el verdim. Kimine yardım ettim, kimine de zehrettim hayatı. Kurban ettim yaşanmamışlıklarıma.
Yaşanmamışlıklarıma diyorum, dikkat et bu kelimeye. Yaşanmışlıklarımı kendime sakladığım bir çerçevenin içindeyim şimdi. Yaşanmamışlıklarımla dışarıya bakıyorum. İç geçiriyorum hayata, eksik kaldıklarıma ve kendimden esirgediklerime. Esirgerken, başkalarının bana taktığı gözlüklerle yüreğime görmeyi yasakladıklarıma…
Ah eller üstünde çiçekler içinde
Dudağında yarım bir sevda hüznü
Aslan gibi göğsü türküler içinde
Rastlardım avluda hep volta atarken
Mavi Sihir'in yazılarını uzun süredir okurum, kimi zaman yazıların ltına kendi duygularımı, yazıdan esinlenerek not ederim, kimi zaman etmem, sadece okuduğumu belirtir geçerim; ancak şunu belirtmeliyim ki; okuduğum çok yazı, çok yazar; kimi dünyaca tanınmış, içerisinde hep farklı ve özgün bir tarzı olan bir kalem olduğudur... Ben onun uzun soluklu, kitap çapında yazılar yazması gerektiğini düşünenlerdenim ve sosyal, özellikle psikolojik anlatımlarda çok başarılı olabileceğine inananlardanım...
Yazıları duygu yüklü, ama duygunun hüzün yanı daha fazla; gerçekçi; hayatın keşmekeşliğini, insan duygularının bozulmuşluğunu; vefayı ve vefasızlığı çok farklı bir gözle ele alması ve işlemesi çok harika ve isabetli...
Kendisini bir kez daha kutlamak istiyorum;
Sayın Mavi Sihir, umarım kaleminiz daim olur...
Saygılarımla...
Öyle şeylerle mühürledin ki beni kendine,senden geçemedim. Gülüşünle damgaladın beni, herkes bu gözlerin sana ait olduğunu bildi aslında. Aşkı okudu bakan, aşkı anladı dinleyen. Sen gelmedin, ben “gel” demedim, hatta gitmeyi bile denedim. Gidemedim…Gidemezdim, yaşanmamışlıklarım vardı sende. Dünyaya baktığım penceremdin.
Tüm yoksunluklarına rağmen…Tüm sahip olmadıklarına rağmen…Tüm benzerlerine rağmen…Ve hatta tüm yokluğuna rağmen…
Sanki, sen bu halinle olmalısın bende. Bu ıssızlığınla kalmalısın. Gelmesen de, çağırmasam da, hatta sen çağırdığında sana varmasam da, sen olmalısın. Uzaklığınla ve dokunulmazlığınla aşmalısın beni. Aşarken, hiç değmemeli bana ellerin. Sadece gözlerinle sevmeli, sesinle okşamalısın saçlarımı.
mükemmeldi okurken daldım gittim yaşanmışlıkların anısına her şeye rağmen en güzeli uzaktan sessizce sevmek hatıralar acıtsada yinede yeri ayrı kalıyor yürekte hani derler ya aşk her şeyi affeder sözde belki ama yürekte asla
tebriklerrrrrrrrrrr
Yokluğuna alıştı, dayandı yüreğim. Eğer şimdi gelecek olursan, sevincin kül eder beni. Senin sandığından beter yangınlardayım. Rüzgar olma, su serp gözlerime…
ne diyeyim,
harika diyorum...
sevgiyle...
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta