Masumane duygularım yıktın, rüyalarımı telef ettin
Yağmur gibi yağdın sel, sel olup coştun
O hırsla
Yel oldun
Rüzgâr oldun
Her şeyi önüne katıp savurdun
Sen
Mermi gibi
Hançer gibi
Katil olmak tercihin mi?
Göğsün arasına
Sıkışıp kalan o vicdanınla baş başa kal
Kime güvendiysem, sen gibi, beni hep sırtımdan vurdu
Nedense, söylenen her latifeyi, sen gerçeğe yordun
Top, tüfeğe sarılıp
Söylenen her söze
Yazılan her şiire
Kin kusup
Bin bir bahaneyle
Sen
Gecemi rezil rüsva
Sen
Gecemi virane ettin
Merhaba ettiğim zalim olma
Deli poyraz gibi estin, dal budağımı çatırdadın,
Sen kalp kırmayı, sen yürek yıkmayı marifet mi sandın?
Yüreğimden dökülen her masumane sözü yanlış anladın
Sen de acılarımın orta yerine, defalarca bıçak sapladın
Ona keza
Diyorsun “ masumum” peki
Eğer
Sen masumsan
Ben masumsam
O vakit
Kim suçlu
Kim?
En kanadığım yerde
Çok kez sustum
Çok kez gülümsedim, beni anlamadın
Açıkçası kendimi sorguladım, kendimle hesaplaştım
Eğer kaygan bir zeminde yürüyorsam, her şey olur dedim
İnsani yücelten ulvi değer hoşgörüdür, hoşgörülüyüm
Medeniyetin çırası olan çağdaşlığa yemin olsun
Benlik bilme
Asla” ben, ben” demem
Bilgiçlik taslama
Hadimi bilirim
Ben ne kimsenin kölesi
Nede efendisi olurum
Dost bildiklerime ölür, gerektiğinde susar lal olurum
Bir söz, bir laf için beni yargılamayı kendime zül sayarım
Mehmet Çobanoğlu
16.04.2020
İstanbul
Kayıt Tarihi : 16.4.2020 21:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!