Yıldızların soluduğu karanlıklarda,
Sanki çölde esen,ılık rüzgar gibisin.
Hayata kurulan şu vahşi pusularda,
Avcıdan kaçan,nazlı ceylan gibisin.
Kör kuyularda çürüyen umutlarında,
Ayaz gecelerinde halâ yanar gibisin.
Kandillerde yanan fitillerin avazında,
Acılarda kavrulan isli duman gibisin.
Hasretle yürürken sevgiler kervanında,
Titreyen korkunu üfleyen,ıslık gibisin.
Sevda beşiğinde uyuttuğun dermanda,
Sürünen derdine ağlayan acılar gibisin.
Bağrında sürdüğün şu dikenli tarlanda,
Can yurduna doğan ıssız sabahlarında,
Mehtabına hasret,gölgeler ormanında,
Kuru dallarına bakarken,ağlar gibisin.
Dertli gönül,kalbura dönen dünyanda,
Yorgun uykularına gömdüğün rüyanda,
Yaşlı gözlerinde sakladığın hülyanda,
Aşk mezarında bir garip mevta gibisin.
Renkli çileler dolanır,şişlerin örgüsünde,
Serabındır ördüğün,kördüğüm gecelerde,
Bilmez misin,yürüyünce bastığın yerde?
Bıraktığın izlerinde ancak,yaşar gibisin.
Ölüm,kurban olanların kavuştuğu ocak,
Aşk sopası yiyene,söyle kim yanacak?
Rahmetinde gezen,zahmet mi arayacak?
Zahmetten rahmete,aşkla koşar gibisin.
Rüzgarlar dolansın,kaybolsun saçlarında,
Bırak arasın seni,gezdiğin tozlu yollarda,
Çorak vadinde ağlayan,sisli bulutlarında,
Düşerken savrulan,kuru yapraklar gibisin.
Kayıt Tarihi : 8.5.2006 23:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!