Dolunayın denizde yarattığı ışık oyunu, hiç bu kadar güzel gözükmemişti bana.. Uzakta belli belirsizken, yakınıma geldikçe sanki ışık saçan balıklar gibi ordan oraya kaçışıyordu yakamoz.. Hayretler içinde onları izlerken serseri bir gözyaşının burnumun ucundan damlayıp Marmara denizine karıştığını ark ettim.. Sonra ağladığımı belli etmeden yanımdaki adamdan ateş istedim ve bir sigara yaktım. Rüzgarla paylaştım sigaramı, çabucak bitti.. Ondan da bahsetmeliyim sana.. Rüzgar esiyordu ama üşütmüyordu. Konuştum onunla.. Söz verdi bana.. Bir daha beni hiç üşütmeyeceğine ve hep yanımda olup beni doğru yollara, yaşamam gereken serüvenlere sürükleyeceğine.. Eyvallah dedim ve döndüm ışıklı balıklarımı izlemeye..
…
hep feribotta ve ayışığında yüzleşiyorum geçmiş ve geleceği ayıran ince çizgiyle..
sulara gömüyorum korkularımı,
yalnızlığı da emanet ediyorum gökyüzüne..
yıldızlara bırakıyorum hüzünlenmeyi
ve selam veriyorum yeni doğacak olan güne..
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta