Uyuyamaz oldum.
Ilık rüzgarların sertleştiği,
böceklerin ortalıktan kaybolduğu,
karanlığın,
güne hakim olduğu
ve güneşin çiğleri kurutamadığı,
sabahlardan birine erişmek üzeredeydi,
gece.
Çocukların uyuduğu,
yaşlıların yataklarında,
huzursuzlanıp,
dönüp durduğu,
bir vakitti.
Tren garındaki bekleyişin,
iyice bıktırdığı zamandı.
Gazetelerin paketleriyle,
gazetecilerin önlerine atıldığı,
kamyonlar vardı,
sadece.
Bekçilerin yorgun yüzlerine
son birkaç sigara
iyice bulaşmıştı.
Şehrin,
sabah kalabalığına karışmasına az kalmıştı.
Uzaktan görünen şehire
hâlâ karanlık
ve sessizlik hakimdi.
Evlerin çok azında,
köhne ışıklar yanıyordu
ve hareketlilik için
çok çeşitli yorumlar
getirilebilinirdi.
Karılarının
sıcak tenini terk etmek için,
çok erkendi.
Ezan söylemek için bile,
erkendi.
Ay iyice eğilmişti
ve yüzü iyice grileşmişti.
Çocukların uykusunda çişi iyice gelmiş
ve pipileri şişmişti.
Erken yatanların
ekstraları uyuduğu
ve kalan son kuşların,
henüz guguklamadığı saatlerdi
bunlar.
Kapıcıların,
kalorifer yakma vaktiydi.
Çiğin otomobilleri kapladığı
ve soğuğun keskinleştiği anlardı.
Sokağa çıkanların,
polisten çekindiği,
bozulmaması gereken bir sessizliği bozmanın
suç gibi geldiği dakikalardı.
Otobüslerin,
sefer almaya başlamadığı,
fırınların,
hamur yoğurduğu
zamanlardı.
Acil servislere,
gelenin gidenin iyice seyreldiği
ve önündeki arabaların ihbar edilmediği
zamanlardı.
Kısacası,
uyanmak için erkendi..
Ama huzursuzdum,
uyandım.
Pencereyi açtım.
Kollarımı çerçeveye dayadım.
Sigara yaktım.
Kafamı dışarı çıkardım.
Ölen şehre uzun uzun baktım.
Üşüdüm.
Yatağıma döndüm.
Yorganım hâlâ sıcaktı.
Kayıt Tarihi : 21.1.2012 15:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

uyanmak için erkendi..
Belki de tan şafağına altı çeyrek kala zaman dilimiydi ki kuş sesledri hâlâ yoktu...
mustafa yılmaz
ant +10
TÜM YORUMLAR (1)