Öfkem;
Senli duvarlarımı ören,
İçinde biriken hayalleri,
Yıkılmaya yüz tutmuş duvarlara inat,
Yaşayan bir ruhsuz oda…
Salıncakta sallanan çocuğun,
Masalara inan, ninni gibi…
Dinledim her bir laflarını…
Boş lakırdıdan başka…
Yüreğim çürüdü.
Tek söz edemedim sonra.
Elde kalan sadece yalnızlığım,
Ve etrafımda beni hiç anlamayan
Koca bir kaos dolu kalabalık…
Şimdi sadece kaleme küskün,
Bir de kara kaplı defterim yırtık.
Beyaz sayfaları bırakalı,
Uzun zaman oldu.
Seni bitiremediğim zamana,
İstemsiz yolculuk ettim rüyamda.
Çok özlemişim be lan seni,
Hem de çölde susuz kalmış kervan gibi…
Yapma be kaptan!
Bu ısrarlı dümen değişmen,
Beni denizimden etti,
Seni sahilinden…
Rüzgârın nereye esiyorsa esin.
Keyfin nasıl kasırga kopartıyorsa kopartsın.
Sen yine de bu dört duvarlı odada,
Kara kaplı deftere mahkûmsun…
Yine oturdum masamın başına,
Kulağımda sesinin tonu,
Ona eşlik eden Müslim baba.
Ve ulan senin rüzgârın,
Esmiyor burada.
Kaptan denizkızını sen öldürdün.
Kuma karıştı,
O kumu duvarıma sıvadım,
Seni her gün failim olarak andım.
Kaptan rüzgârın nereye esiyorsa esin.
Fırtınan nerede kopuyorsa kopsun.
Benim burada bir damla yağmur yok.
Güneş çok.
Ateş kor.
Sen aç.
Ben tok…
Kayıt Tarihi : 5.6.2024 22:48:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)