Esmiş;
Önüne kattığı her şeyi, her yere dağıtmış…
Tozu dumana katmış bir rüzgârın yorgunluğu var ruhumda.
Fırtınaya mağlup her ne varsa;
Uçan çatılar,
Devrilen ağaçlar,
Erken düşen bir yaprak…
Ve zamansız ölen bir mevta taşıyorum içimde!
Yılgın…
Kederli…
Ve müteessir!
Yorgun…
Hüzünlü…
Ve susulmaya mahkûm kelimeler biriktiriyorum.
Bir sızı ki can ağrısı…
Tüm bedenimi kaplıyor.
Gözlerim,
Çok uzaktan geçen bir gemiye el sallar gibi yaşlı!
Ve yorgunum,
Yerini yağmura bırakan bir rüzgâr kadar!
Sesler duyuyorum gaipten;
Hayalden suretlerle dertleşiyorum!
Acı…
Acımasız…
Kekremsi bir hasretle boğuşuyorum!
Ve yorgunum,
Yerini yağmura bırakan bir rüzgâr kadar!
Kursağıma bir bir diziyorum heveslerimi;
Tespih gibi çekiyorum her nefeste,
Dertmiş…
Çileymiş…
Ve ecelmiş… Yaşıyorum!
Yaşamakmış sevdana düşmek…
Ve ölmek; aynı anda!
Yaşarken bir yandan ölüyor;
Ölürken bir yandan yaşıyorum…
Üstelik yorgunum!
Yerini yağmura bırakan yılgın bir rüzgâr kadar!
Kayıt Tarihi : 14.8.2023 13:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
14'ü Ağustos'un... Öğle vakti; 17 geçe 13'ü. Günlerden Pazartesi.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!