bir rüzgar esecek apansız güneşin battığı yerden
soğuk, yalnız, ağlamaklı, yorgun
kuşlar gamlı baksın, saçaklardan çıkmasın, dercesine
çocuklar alsın gitsin uçurtmalarını…
rüzgar
birden esecek
o an dökülecek sevdiğimin ellerinden
fotoğrafımın yırtılan parçaları
uçuşacak kaldırımlarda
suya çamura bulanacak
üşüyecek soğuk betonda
yırtık bakışlarım
sonra bahar akşamlarında
dicle’nin kıyılarında ona yazdığım mektupları
nefretle fırlatacak çöpe
pisliğe bulanacağım
kusacağım sevdamı
nefessiz kalacağım
rüzgar esecek ve
kapanacak yüzüme pencereler
bir köşede tek başıma üşüyeceğim
yolumu şaşırdığım sokak aralarında garip, öyle deruni bir ses sağır edecek yüreğimi
dağlarda dostları yitmiş yaşlı dengbej, bir stran tutturacak benim için
ben şehirlerin boğuk sokaklarında güneşi ararken
rüzgar esecek ve titreşecek
murad’ın esrarlı suları
eşi vurulmuş yorgun bir turna gibi
bırakacağım kendimi aşağılara
sevdam boğulacak
bozbulanık sularında murad’ın
günlerce dağlara boşanan
bir sağnak sonrası
sel suyu gibi
bulandıkça bulanacak murad
bir rüzgar esecek ve ben
kayıplara karışacağım
apansız yok olan
mevsimsiz kelebekler gibi.
ardımda gizemli bir melodi tutturacak yaşlı yörük, çadırında, griye çalarken bozkır
anneler süt sağarken, kızları yemek pişirirken akşam için
bir çocuk ilk adımını atarken su taşıyan annesine gitmek için
o gün ben onları özleyeceğim
Kayıt Tarihi : 10.1.2017 20:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!