Ne kadar çırpınsam da,
Dağların ardındaki gerçekler için,
Ne kadar geçsem de üzerinden,
Akmasın boyası yağmurla diye,
Eğilip bükülen o iki harf’in,
Kalmasın yalnız, korkmasın karanlıktan diye,
Ne kadar sık uğrasam da o ağacın yanına,
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Ruh’un çalışması, yalnızca aydın gönüldeymiş
Ruh mezada çıkmışsa, yüzlerce kötü kaza gözünü açarmış...
Şiirin özü (bence) bu iki final dizesinde ve gündüz gözünde...
Rüya kaçışın bahanesi...
Çok güzeldi sayın Özdener Güleryüz... Kutluyorum...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta