Bütün gün o kadar yorulmuştum ki eve geldiğimde kendimi çok yorgun hisetim salondaki üçlü kanepeye uzandım ve günün verdiği yorgunlukla uyuya kalmışım uyudum, uyudum,uyudum,uyudum...... çok güzel bir rüya gördüm. Rüyamda yıldızların üstünde şarkılar söylüyordum. Birden yer değiştirip,başka bir yıldıza kaydım. Eski öğretmenlerim, yeni öğretmenlerim,bütün arkadaşlarım, akrabalarım kısacası bütün sevdiklerim, hatta olması imkansız ama ölen arkadaşımız adem bile oradaydı. Beraber konuştuk, sohpet ettik. Çok mutluydum. Güneşin en yakıcı olduğu öğle saatleri olmasına rağmen yanı başımdaki ğüneş beni yakmıyordu.yıldızımın üzerinden kayarken, hep şarkılarını söylediğim,ismini AY DEDE koyduğum ay çıktı karşıma.Ama bu nasıl olurki, böyle böyle birşey olamaz.Çünkü ayın tıpkı bir dede gibi bembeyaz sakalları,birde dede gözlüğü vardı. Gerçekten de dede gibiydi.başka bir yıldıza düştüm.resmi bir yazar oldum. Burada Şiir ve kompozisyon kitapları yazıp,Dünyadaki çocuklara gönderiyordum. Bu çok onur verici bir şeydi.......Ve uyandım uyandığım andan itibaren kapı hiç susmadı.bütün sevdiklerim evime geldiler. Tıpkı rüyamdaki gibi herkes buradaydı. Merak edip, rüya tabirleri kitabıma baktım.Rüyamda gördügüm o, yıldızların kayması hayalerimin gerçekleşmesini ifade ediyormuş. Evet hayalim gerçekleşmişti bütün sevdiklerim yanımdaydı.Ama adem yoktu,çünkü o ölmüştü rüyamda bile olsa onu görmemi sağlayan allaha çok teşekkür ve şükür ediyorum.
Mümine İLAİZ
Yaş -13
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta