...........................................................Keşke seni uyurken görebilsem
...........................................................Bir uyuyan meleği izleyebilsem,
...........................................................Doyasıya bakabilsem,
...........................................................O masum yüzüne
...........................................................(03/10/2006)
Onu kaybettim…
Ama,
“Benim için birbirini sevenler yok mu? Onlar için peygamberlerin ve şehitlerin imreneceği nurdan kürsüler vardır! ”
Sözüyle sevenleri müjdeleyen Yüce Rabbim karşıma başka bir hanım kızı çıkarttı.
Yalnızca 22 yaşında.
Öylesine ince ruhlu,
Öylesine sevgi dolu…
Bana hiç kontur harcatmazdı.
Ne zaman onu arasam telefonu kapatıp kendisi arar.
Bundan duyduğum rahatsızlığı belirttiğimde ise;
“Öyle düşünürsen bir daha görüşmeyiz! ” der.
Onu kaybetmeyi göze alabilir miydim hiç!
Midesindeki bir rahatsızlık için tetkikler yapılıyordu.
Sonucu heyecanla bekledik…
Sonuçların açıklandığı gün görüştüğümüzde sadece şunu söylemeyi tercih etti;
“Boş ver babacığım.”
Nasıl boş verebilirdim!
Bebeğim mide kanseriymiş…
Bu defa Yüce Rabbim bana bağışlayacaktır.
Öylesine dualarımda Elacıkkk…
Canım kızım…
Ankara’da bir özel hastanede tedaviye başladı kızım.
Yine her gün görüştük, ama hep o aradı…
Ben ararsam kapatıp kendisi arıyordu.
Bir defasında yine“boş ver” dedi bana…
Üzücü bir haber olduğu belliydi.
Kanser rahmine sıçramıştı…
Bir operasyonla alındı rahmi…
Daha bu yaşta anne olabilme özelliğini kaybetti yavrum.
Ne kadar teselli etmek istesem de;
“İnsan evlendiği kişiye bir bebek hediye etmek istemez mi? ” diyordu…
Ve ben de şunu söylüyordum…
“Canım kızım,
Evleneceğin kişiye en güzel hediye sensin.”
Şair ruhluydu kızım…
Bir şiirinde; “Kadir babası için öldü desinler” diyordu.
Oysa, Kadir babası, istese canını verebilirdi onun için…
Başka bir şiirinde ise; kıskançlığını dile getiriyordu;
Kah balık tutardık
Kah şiir okurduk,
Kah türküler mırıldanırdık
Sadece ikimiz.
Baba kızın dünyasına
Kimseyi almaksızın.
Her sabah sevgi mesajımla uyanmasını isterdim.
O nedenle gecenin 12 si sıralarında SMS gönderirdim.
Biliyordum ki o saatlerde telefonunun kapatır, sabah açtığında mesajımla karşılaşır.
Şöyle şakalaşmıştık bir görüşmemizde;
“Sakın bana kızma bebeğim! Sana mesajları geceden yazıyorum. Yani birazcık bayat.”
Bir gece mesajı gönderdiğimde derhal yanıt geldi;
“Yakaladım seni. Demek bayat mesaj yazarsın bana.”
Ve sonra devam ediyor;
“Kıyamam ya! Çok seviyorum.”
Hiç görmediğim Ela Kızımın yüzünü hayalimde canlandırırdım.
Hatta bir senaryo düşünürdüm ki; Onu uyurken izlemek.
Kim bilir nasıl masum bir yüzü vardır…
Ve sonra ona sezdirmeden yanağına bir öpücük kondurup oradan uzaklaşmak…
Ama hesapta olmayan bir şey vardı;
Meğer rüyasında beni izliyormuş…
Böyle geçerdi günlerimiz…
Rabbim onu sevdiklerine ve bana bağışladı…
Ama nedendir bilemiyorum;
İyileştikten sonra eskisi kadar görüşemez olduk…
Son aldığım mesajı;
“İyiyim bitanem benim.. Biraz sağlık problemlerim var. Tel. kullanmıyorum bu ara. Seni çok ama çok seviyorum. Allah’a emanet ol. (24 Nisan 2008) ”
Bu mesajdan sonra bir defa da MSN de karşılaştık…
Neden artık görüşemiyoruz dersiniz?
İki olasılık geçiyor aklımdan;
1. Kötü gününde hep yanında olan dostlarını iyi gününde unuttu…
Hiç sanmıyorum…
Benim kızım bir melektir.
Bunu asla yapmaz…
2. Yukarıda belirttiği üzere sağlık sorunları mı var acaba…
Bebeğim, bir kız evlat kaybını daha bana yaşatmamak için kaçıyor mu benden?
Rabbim ona kıyabilir mi?
Bu daha da üzücü bir durum değil mi?
Hiç sanmıyorum…
Benim Elacık kızım yine karşıma çıkacak…
Hem de sağlıklı olarak…
Hakkındaki olumsuz düşüncelerim için beni mahcup edecek…
(04.07.2008)
Burada sözünü ettiğim şiirler aşağıdaki başlıklarla şiir sayfamda mevcuttur;
Rüyaların Olmasa (Kadir Tozlu)
Kadir Baba İçin (Ela Türk)
Babacığım./.) (Ela Türk)
Kayıt Tarihi : 4.7.2008 22:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sakın ama sakın yüreğinizdeki sevgileri hiç kaybetmeyin.
Sevgi ve saygılar yüreğinize
TÜM YORUMLAR (9)