Rüyalarımın prensesi - Kısacık hikaye

Abdulsamet Su
39

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Rüyalarımın prensesi - Kısacık hikaye

-Gitme, gitme lütfen bırakma beni...!
Bırakma beniii...!

Off neyse ki rüyaymış.
Sabahlara kadar onu düşünmekten yorulmaya başladım artık.
Her gün aynı rüyayı görmekten sıkılmıştım.
Merhaba bile diyemediğim birinin her gece rüyalarımda beni bıraktığını görüyordum.
Bu normal mi değil mi anlamış değilim.
Bilinçaltımda yer edinmiş bu kişi bir türlü peşimi bırakmıyordu. Ya da ben onu bırakamıyordum.

Üstelik okula beraber gidiyorduk ve evlerimiz karşı karşıyaydı.
Beni görmek istemese de bir şekilde karşılaşıyorduk.
İsmi Gülce idi.
Ben henüz ona açılamamıştım bile. O da bana karşı pek sevecen yaklaşmıyordu zaten.
Uzun saçları, zeytin siyahı gözleri, beni gördüğünde somurtkan bir şekilde davransa da insanı kendine bağlayan bir gülüşü vardı.
Düşüncelerimden sıyrılıp pencereden dışarıya baktım. Bir sonbahar sabahıydı, güneş yüzünü göstermiyordu.
Hafiften esen rüzgar ağaç dallarını sallamaya yetiyordu. Yatağımdan kalktım, elimi yüzümü yıkadım.
Aynaya bakarken kendi yansımam dikkatimi çekti.
Acaba çok mu çirkindim? Yoksa itici bir yüz ifadem mi vardı?
Bilemiyorum sorun ne idi?
Biraz oyalandıktan sonra kıyafetlerimi giydim, kahvaltımı yaptım okuluma gitmek için beklediğim otobüs durağının yolunu tuttum. Her zamanki gibi okula Gülce ile beraber aynı otobüste gidecektik.
Bugün tüm cesaretimi toplayacaktım. Ona, içimde ki tüm duyguları anlatmalıydım.
En azından bir şansımı denemem lazımdı. Belki rüyalarımda gördüğümü söylesem etkilenirdi.
Hayır hayır bu çocukça olurdu.
Ağır ağır otobüs durağına ilerlerdim.
Düşüncelerim yine peşimi bırakmıyordu.
Bir sağa bir sola bakındım, gözlerim onu arıyordu.
Henüz gelmemişti, derin bir of çektim gökyüzüne bakarak. Bir an dalmışım, yüzüme düşen yağmur damlasıyla irkildim. Gökyüzü yine kapalıydı, yağmur yağacaktı anlaşılan.
Arkamdan seslenildiğini duydum, omuzuma dokundu birisi.
─ Afedersiniz, saat kaç?
Bu Gülce’ydi , sözcükler anlamlı anlamsız dökülüverdi ağzımdan.
─ Ne saati?
─ Saat diyorum, Ozan! kolundaki saate bakıp bana saati söyler misin sana zahmet.
İsmimi söylemişti heyecandan ne diyeceğimi bilemiyordum, şaşkın gözlerle bakmaya devam ettim.
Kollarını birbirine bağlamış benden cevap bekliyordu.
Ben hâlâ bakmakla yetiniyordum.
Sinirlenmiş olmalı ki sesini yükselterek :
- Tamam Ozan söyleme, zaten otobüs geldi diyerek uzaklaştı yanımdan.
Ne yapmalıydım bilmiyorum kolundan tutup durdurmalı mıydım, bunu yaparsam okula geç kalırdık ve daha çok kızacaktı bana.
Ah salak kafam aptal kafam diye söylenerek, bende onunla beraber bindim otobüse. Sessizce oturdum her zamanki köşeme, yutkundum, sesimi çıkaramadım okula gidene kadar.
Bir sure sonra otobüs ağır ağır yanaştı okul kapısına.
Hiçbir şey söylemeden indi otobüsten.
Bari bir kere olsun baksaydı gözlerime.
Zaten derslerime de çalışamaz oldum, sınavlar da başladı, bugün yine sınav vardı. Her zamanki gibi hayallere dalmaktan çalışmamıştım sınava. Ders ziliyle sınıfa girdik herkes oturdu yerine tabi benim prensesim de karşı sıradaydı. Prensesim diyorum, o benim hayallerimi süsleyen kişiydi, kendisi bunun farkında olmasa da o benim her şeyimdi.
Öğretmen derse elinde kağıtlarla geldi, bugün sınav yapacaktı, dağıttı kağıtları herkes sorularla meşguldü ben ise daha da meşguldüm, farkında olmadan düşünme yeteneğimi elimden alan kişiye bakıyordum.
Bunu fark eden öğretmenim seslendi:
─ Herkes kağıdına baksın! Sende Ozan!
Yüzümün kızardığını hissederek başımı gömdüm kağıda sınavımı iyi kötü bitirmeye karar verdim. Gülce herkesten önce verdi kağıdını ,çıktı apar topar. Peşinden gitmem gerekiyordu bu şansını kaybetmemeliydim. Bir telaşla aklıma gelen ilk cevapları işaretledim. Kağıdı hızlıca öğretmenime uzattım ve peşinden yetişme umuduyla açtım okulun kapısını. Gözden kaybetmiştim onu nereye gidebilirdi ki?
Yolun karşısında bekleyen siyah arabaya bindiğini gördüm nefes nefese koştum ardından.
Yetişemeyecektim, bu şansı da kaybetmiştim yine. Beni duymasını umut ederek avazım çıktığı kadar bağırdım.
─ Gülceee !
Duymamıştı. İçimdeki burukluk beni mahvediyordu, gözlerimden akan bir-iki damla gözyaşı yüzümden aşağıya doğru yolculuğa başlamıştı bile. Tam o sırada arabanın penceresinden bana baktı, tamda gözlerime, eliyle görüşürüz der gibi işaret etti. Elimin tersiyle gözyaşlarımı bir kenara ittim. Mutluydum, belki de konuşmak istiyordu ilk defa göz göze gelmişti benimle. Araba hareket etmişti gözden uzaklaşmaya başladı, bense bakakaldım uzaktan.
Yağmurun yağışına aldırmadan yürümeye karar verdim bugün, bazen haykırmak istiyordum ama ona da cesaretim yoktu. korkağın, aptalın tekiydim. Eve kadar yürüdüm ama farklıydım sanki, korkak olduğumu düşünürken içimde farklı hisler vardı.
Hiç olmadığım kadar cesaretli hissediyordum kendimi.
Ağladıkça güçleniyordum belki de acılar beni güçlü yapıyordu. Son bir kez topladım cesaretimi, kendimden kararlıydım, kimseden korkmuyordum.
Yol kenarındaki çiçekçi den bir demet gül aldım içine güzel bir not yazdim.
─ Hayallerimi süsleyen prensesime, diyerek.
Kalp atışları mı hissederek emin adımlarla Gülce’nin yaşadığı eve doğru ilerledim. Bir yandan da onunla yüz yüze gelince söyleyeceklerimi düşünüyordum
Onu çok sevdiğimi, hatta deliler gibi aşık olduğumu söyleyecektim, kendimden kararlıydım. Bu sefer korkmuyordum, çünkü bakışı, el sallayışı bana cesaret vermişti.
Evine gidince zili çaldım, zilin sesi bile hoş geliyordu kulağıma.
Dünya benim etrafımda dönüyordu sanki. Zile tekrar bastım ama kimse çıkmadı acaba evde mi değildi? Okuldan sonra her zaman eve gelirdi nerededir ki?
İnatla zile tekrar bastım içimde bir korku belirmeye başladı. Ve tekrar çaldım zili. Cevap alamadım yoktu kimse. İnatla tekrar çaldım zili. Tekrar ve tekrar.
Elimi sıkarak duvara vurmaya başladım yoktu kahretsin yoktu nere gitmiş olabilirdi ki!

Ağlamaklı bir tavırla aldığım çiçeği çantama yerleştirdim tam o sırada çantadaki zarf dikkatimi çekti bir telaşla açtım içini bu Gülce’nin yazısıydı nerde olsa tanırdım. Derin bir nefes aldım, okumaya başladım :

─ Sevgili Ozan.
Şuan bu mektubu okuyorsan bana kızabilirsin, üzülebilirsin.
Bu zamana kadar sana çok kızdım, tersledim hep uzak oldum sana. Bana karşı farklı hisler beslediğini biliyorum o yüzden daima mesafeli yaklaştım sana. Sen ve ben çok farklı insanlarız aramızda geçilmez duvarlar var Ozan. Biliyorum bu dediklerim seni çok üzecek ama hayat bu, hayat zorluklarla dolu, imtihanlarla dolu. Ben gittim Ozan ben senden tamamen uzaklaştım, artık sınıf arkadaşın değilim, karşı komşun değilim, her okul çıkışı gözlerine baktığın kız artık yok Ozan. Ailem taşınmaya karar verdi, buradan çok uzaklara, beni bir daha göremeyeceksin bende üzgünüm. Ne desen haklısın ama elimden bir şey gelmez, sana daima mesafeli davrandım bana umut bağlama diye. Bu durumda benim için üzülme, hiç kimse için asla üzülme, sen mutlu olmayı hak ediyorsun gözün arkada kalmasın dikkat et kendine sağlıcakla kal.

Sevgilerimle.

Gülce... (10.11.2017)

Hayır olamazdı.
Beni bırakıp gitmesi imkansızdı inanmıyordum.
İnanmak istemiyordum, böyle olmamalıydı, bu şekilde gitmemeliydi.
İlk defa bu kadar çaresiz hissediyordum kendimi.
Bir veda etmeden gitmek de neyin nesiydi!
Yorgun ve bitkin şekilde ağır adımlarla evimin yolunu tuttum. Bulutlar inatla yağmurunu üzerime salıyordu, nefesim kesilecek gibi hissediyordum. Gözün arkada kalmasın demişti ama gözlerim hiç kendi yoluna bakmadı ki.
Yorgundum, uyumak istiyordum herkesten uzaklaşmak istiyordum. Bir köşede sızıp kalmak istiyordum. Kendimi eve güçlükle atabildim yüreğimde ki yangını söndürme umuduyla masanın üzerindeki suyu aldım, bir çırpıda içtim.
Gözlerim de ki yorgunluğa engel olamıyordum göz kapaklarım yavaş yavaş kapanmaya başlamışlardı, köşeye yığılıp kaldım. Ayağa kalkma cesaretini kendimde bulamadım, gözlerimi usulca kapadım birine bir daha bağlanmama niyetiyle.

Abdulsamet Su
Kayıt Tarihi : 10.10.2020 15:02:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Oysa insan verdiği değerin karşılığını almak isterdi. bir selamla bir tebessümle bir gülen yüz ile… Sizi seven insanları üzmeyin çünkü birgün sevgiye hasret kaldığınız da onlar yanınızda olmayacak.. Sağlıcakla kalın güzel insanlar. İyi insanlara çıksın gittiğiniz yollar… :)

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!