Diyorsun ki zaman bir çizgidir
Hep kendini tekrarlayan bir an.
Varlık mı, yokluk mu?
Aynı sorunun iki sessiz soluğu.
Çünkü olmak
bitmek bilmez bir eylemdir.
Bu şiiri yazmasaydım
çocukluğumun yıldızlardan başlayan yitirilmişliğini
öyle ağlardım ki;
Kaldırımlara fısıldadım.
Taşlar konuşur mu?
Belki de sessizlik
tüm harflerin izdüşümüdür.
Çünkü duymak, gözle bile ölçülür.
Rüzgârın belleği vardır.
Poyraz, Çukurova köylerini hatırlatır;
Samyeli,senin kokunu
Ve çiçeklerin içinde gizli, yardımsever bir esinti vardır.
Yine de bir gülün dallarından geçtim
İçimde bir çağın fırtınası kopuyordu
Oysa rüzgâr, her zaman rüzgârdı
Diyorsun ki renkler geceyi kandırıyor.
Evet, mavi bir sessizlik biçimidir;
gözlerin, zamanın unutulmamış adı.
Bir çocuk ağladı,
ben de ağladım.
Üstelik yaşım yirmiyi geçkin.
Yazı bir yaradır;
her harf kâğıda bir damar açar.
Yazdıkça dünya kanar,
ve yürek,
Göğün kendine tuttuğu aynadır.
Düşüncelerim kendini ararken bizi bulur,
bu buluş, kaybolmanın eğik biçimidir.
Aransın!
Bulunacak bir şey varsa, yüreğimdir.
Ey yüzü ışığa dönük karanlık,
ey kendini çoğaltan aynalar!
Ey her sabah yeni bir hiçliğe uyanan kelimeler
biliyorum,
her şey yalnızca kendini arar:
ışık gölgesini,
zaman ilk anını,
ben, beni düşleyen uzak bilinci.
Ve şimdi,
sen beni okuyorsun
ben yazarken seni.
Belki de zaman,
tam da bu anın kendisidir.
Kayıt Tarihi : 3.11.2025 01:39:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!