tuttum kanatlarından
yakaladım takla atarak düşerken boşlukta
mıhlı bir kahpe kurşun ile
kanadında martının
çığlıkları yükselirken şehrin
uzayıp giden ömür gibi
anı yüklü sokakların
vurgun yemiş kesmekeşinden
kaldırım taşı sayısınca adımlarım
avaz avazdı yalnızlığım...
uğranmamış tenhaların köhnemişliğinde
nerede bir diken batsa
kediciğin patisine
ve bir taş takılsa
açlıktan yapışmış kemikleriyle
iki lokma arayan köpeciğin pençesine
duyardım sızısını
yüreğimde
en derinde
inip tamamlanmamış turunda
med cezirlere yakalanmış otobüsün
içimde anı kalmış
durağında isimsiz.
sordum görevliye
G dokuz?
vardım kapısına düz betonun
çalmadan ses geldi
evde yokuz.
“yabancıya kapıyı açma” âdeti
yoktu elbette bu yerde kimselerin
tam
yoksan nasıl bildin nereden gördün
diyecektim ki
“hangi vakitte olursak gel” dediler muhabbetin
biz bağında oluruz
vardım ki sofrasına
sıra geldi sorguya
kimsin nesin denilmeden girildi konuya
bütün sevdiklerimin hepsi orada
gözlerinde gidişimin
sevincini göremedim
sessizce bir köşede sözleri dinledim
söylenenler ekolu
dağ tepe yok ortada
kapılıp yankılara
söz gelince
gönül yazgısına
giremeden konuya
baktım ki kalmamış
kimsecik sofrada
neler oldu bilemedim
tek şey ise bildiğim
bir küçük tahtada
yazılıydı “Hiçsin”
açık avuçlarımda
bir tüyü duruyordu
martının
tuzu vardı saçlarımda
ıslaklığı denizlerin
kirpiğimde asılı iki damla yaşın
kaldı buğusu
toprağında unutulmuş mor menekşelerin
bitmişti yatıya kal denilmeyen ziyaretim
ben o kabir başında
içimde kal denmeyi arzulayan
hiçliği öğrenmiş
davetsiz misafirdim
Kiraz çiçeği
Gönül Ersin
Kayıt Tarihi : 23.11.2008 01:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
gönül kapınız çaldığında duyar hissedersiniz kapı açıldığında gireni görmezsiniz hiçe açılmayı boşlukta sanırsınız duygu denizinde hep kulaç atılmaz bilirsiniz kaptan eğer sizseniz molalarda dalarsınız... *Gönül denizimde bir gemi belli değil rotasız seferi bordasında G DOKUZ ismi forsunda bir martı resmi* -229

*RÜYA ve Gerçek*
tuttum kanatlarından
yakaladım takla atarak düşerken boşlukta
mıhlı bir kahpe kurşun ile
kanadında martının
çığlıkları yükselirken şehrin
uzayıp giden ömür gibi
anı yüklü sokakların
vurgun yemiş kesmekeşinden
kaldırım taşı sayısınca adımlarım
avaz avazdı yalnızlığım...
uğranmamış tenhaların köhnemişliğinde
nerede bir diken batsa
kediciğin patisine
ve bir taş takılsa
açlıktan yapışmış kemikleriyle
iki lokma arayan köpeciğin pençesine
duyardım sızısını
yüreğimde
en derinde
HAYATIN GERÇEKLERİYLE ÖRTÜŞEN FAKAT RÜYA GİBİ GELEN GERÇEĞİN TANIMLANMASINA DAİR ÇALIŞMANIZ ÇOK HARİKAYDI..
KUTLARIM SEVGİ DOLU YÜREĞİNİZİ..TAM PUAN 100...AKÇAYDAN SELAM VE SAYGILARIMI SUNARIM...SEVGİYLE VE ŞİİRLE KALIN...İBRAHİM YILMAZ.
anlatım ve akıcılık mükemmel bir tema ile bütünlenmiş...
harika bir çalışma okutan yüreği ve kalemi ayakta alkışlıyorum ve kutluyorum....
TÜM YORUMLAR (11)