Bir şiir gibi.gözlerin düşer gecelerime. Mısralar kaşların gibi ince. Ve kapalı gözlerin eminim. Ellerin ellerime değince...bir zamanlar ne çok yakınırdım oysa. Dokunamıyorum diye sana. Meğer dert sadece bu olsa.Boşa üzülürmüş insan buna. Gitmeler keşke olmasa hayatımızda. Yarım kalmalar, eksilmeler,acılar ve ağlamalar...gözyaşın geldi aklıma. Kıyamam ağlamana oysa. Bir bebeğin ki değilse...sen şimdi başka bir düşte kimbilir ne haldesin? Ya beni bilir misin? Bir yarını öyle masanın üzerine anahtarı bırakıp çıkar gibi koyduğun kalbim giderken bir otobüse dayadığın başın sonradan çok ağrıdı eminim. Çünkü benim kalbim çok yandı. Sen şimdi en derin uykunun ortasında bir kaç oda veya bir kaç şehir uzakta...ne farkeder. Başka bedenlere ait ruhun yoksa yanında...nerden esti bilmiyorum gece gece seninde canını sıktım duymasanda,okumasanda,uyumasan (da) elbet bir sebebi vardır uykusuzluğun...canını sıkma,hayat bildiğini okur her nasıl olsa...ama kırgın ama üzgün ve biraz hasta yüreğim gözlerimde ki sarı hüzün yine o aynı sıranın üstünde,koşarak indiğim o merdivenler var şimdi karşımda...
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla