Ürkek gecelerin, rutubet dolu duvarlarına dayandım
Ensemden içeri esen rüzgarların arasında
Uzaklardan kulağıma çalınan çellonun tellerine bağlanmış
Bir umut, yüreğimi soğuk elleriyle okşayan...
Ufak bir kıvılcım yeterdi karanlık odalarımı aydınlatmaya
Solumda yağı bitmiş gaz lambası, sağımda tükenmiş mum..
Gözlerimden acıyla dökülen birkaç damla gözyaşı,
Etrafı falezlerle dolu heybetli deniz feneri kadar yalnız.
Ürkek gecelerin, rutubet dolu duvarlarına dayandım
Sırtımda ıslanmış buz gibi bez parçası..
Bu iğrenç kokuda ne, leş gibi sinmiş her tarafa
Ölü bedenlerin ortasında, karanlıktan görmez gözlerim.
Göğüs kafesime vuran dalgalar, nasılda parçalıyor koca kayaları
İhtiyacım var tehlikeli koylardan alıp götürmesine,
Bu dalgalar götürmezse sonrakilere söyleyin
Kırmızı bulutların olduğu yeşil memleketlere götürsünler.
Kayıt Tarihi : 6.2.2019 01:45:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Her şiirin hikayesi içindedir.
![Ali Ekber Türkan](https://www.antoloji.com/i/siir/2019/02/06/rutubet-dolu-duvarlar.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!