İçim savaşlar müzesi.
Savaşlar veriliyor silahsız.
Bıçağını alan öldürüyor ilahsız.
Kim vurduya gidiyor hepsi.
Oturdum, bir eşya gibi.
Hareketsiz ve ruhsuzum,
Bir mektubun can verir,
Bu yarım kalan son parçama
Sessiz sessiz çalsa ruhumun çanları,
dilsiz değilim susamam
canlı ölüler gibi
şu çağın ortasında
haykırmalıyım herkesten
fazlaca nemruta
Sızlıyor yaralar, yüreğim ve kabuklarım.
İş yaptırmıyor bedene, tene.
Düşünüyorum her gün, her gece.
Çözemiyorum bilmeceyi, kelimeleri ve heceleri.
Kendimi kaybettim, döndüm, dönüştüm.
O dik duran ben, bir anda depremsiz yıkıldım...
Su vermedim diye mi ağlıyorsun?
Sen kaktüs değil miydin yüreğim?
Dikeni içinde, suyu dışında...
Batırmazdın dikeni kimseye.
Bir şey olsa içine gömerdin dikeni.
En çok kendine verirdin zararı,
Uykunun kesmeyeceği bir yorgunluk
sardı hepimizin etrafını
biraz yorgun, biraz da solgunuz
Dağlar uzaktan gözükmez oldu
Yakınına varınca çekilmez…
Neden böyle oldu ki,
Kendi hapishanemi yarattım.
Duvarsız ve tavansız.
Gömdüm kendimi kendi toprağıma.
İçime de gömdüm gömebildiklerimi...
Kefenim benim içimdekiler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!