-OKTAY RİFAT'A-
Önce bütün şairlere selam
Sonra şunu söylemek isterim
Ölüm hiçte güzel değil
Ne sabah var ne akşam
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
siirdir yaratmis yazmis mert sairdir gider mersine
toz yoz boz yobazdir mayasi geregi gider..tersine
moloz çakildir olmaz ki alip edesin kosesine duvarin tas
akil akildir toz yoz bozlugu yok eder ses katar ozun sozun sesine
saygi sevgi selàmdir gune siire getiren ile sair'in kendisine..
Yüklendiği insanlık görevini yerine getiremeyenler çoktur.Bu mektupla da insanlık aranıyor. O dallar kırılmasaydı olmaz mıydı. Anlamlı şiir.Kutluyorum.Selam olsun.
ÇOK SAMİMİ
Şiir; gönül işidir, yürek işidir; algılama ve güzel ifade edebilme işidir.
Şiir; illaki öğüt veren, öğreten, sosyal konuları işleyen olmak durumunda değildir.
Her insanın yaşadığı ruh halinin bir anlatımı da olabilir. Gözlemlerin, izlenimlerin, duyulanların, yaşanılanların tasviri de olabilir.
Bir dostla hasbihal, bir dosta hitap da olabilir.
Acı da, yiğitlik de, nükte de, aşk da, milli ve manevi değerleri dile getirme de olabilir.
Zevk için, meşgale olsun diye de yazılabilir.
Önemli olan, hangi amaçla yazıldığı değil, nasıl yazıldığı ve estetik değer taşıyıp taşımadığıdır. Aksi takdirde, kır çiçekleri gibi bir anda boy verir, çiçeklenir, kısa bir süre sonra toprağın bağrına bırakırlar kendini.
Estetik değeri olmayan şiirler de zamanın kollarında eriyip gider. En güzelleri, en etkili olanları klasikleşir, değer görür ve yaşarlar, zamana meydan okurcasına.
Bu şiir de, oldukça içten yazılmış, bir bakıma sohbet edercesine, şairin ruh halinin dışa yansıması.
Hatıraların tutunacakları dallardır, şiirler ve şiir severler…
“İnsanlara iyi günler dilerim.”
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun.
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
Yirmili yaşlarda bu kadar güzel şiirler yazmışlar ve şiire sevdalanmışlar, hakkını vermişler...Günümüzde şiir vadisinde gezinen binlerce insan var...Ne yazılanlar şiir ne de yazanlar şair...
simdi efendim.. oncelikle kendisine gani gani rahmet dilerim..
keske siire gonul vermek ile.. sairlik ayni sey olsa idi ne guzel olurdu..
keske sarki sozu mirildanmak ile sarki soylemek..
keske para icin calismakla.. para sahibi olmak ayni sey olsa idi..
mektubu adrese ulastirmak ile.. mektup yazmak ayni seymi..
o silvan hamido daglarinin dili olsa da konussa..
cok okuma yazma bilmedik.. anadolu bebesine mektup yaziverdim..
huso babo.. bubamgile bi mektup yaziver gardas.. derlerdi..
ne demek itin olur.. der.. koynumdan.. onceden yazdigim kliseler.. yanina.. adini eklerdim.. bubasinin emmoglusunun ebe dedesinin..
cunku turk asker mektubunun konusu degismezdi..
sevgili anne babacigim.. nasilsiniz.. iyimisiniz.. insallah
saglikli ve afiyettesiniz..
sizlerde beni soracak olursaniz.. cok sukur.. bizleri yaratan Cenabi Allahima bin sukur olsun ben cok iyiyim.. sizlerin hasretinden baska slkintim yak..
canim annecigim babacigim.. .. emmim..
.. halam.. .... dayim nasillar..
... teyzem gizi gocaya verdimi.. .. yengemin oglu buyudumu..
.. renkli danamizi bogalik ayiralim..
.. turde klise uzerinde.. noktali kisimlara isimleri yazar..
sonlara dogru.. bu isimlere ayri ayri selam ekler..
buyuklerin ellerinden.. kucuklerin gozlerinden..
kac para lazim diye sorar.. o an aklima gelen..
nobetci kulubesinin camini kaza ile kirdim.. potinlerimi caldirdim.. gece cok usuyorum fanila alacagim gibi kisimlarda..
gardas suphelenirler.. dagitima cikacagim yol param yok yazalim.. derse.. ufak degisiklik yapardim..
ne yani mektup yazmakla ben yazarmi oldum..
hayattan bazi sonuclar cikaririz..
dusenin dostu yok.. guvendigim daga mart kari yagdi..
aglarsa anam aglar.. ve cadde soguktu usutup grip olayazmistim..
dalgalanirken atkim ruzgarda.. siliyordum burnumu mavi mendilime..
ve selam verdigim manav gulumsedi..
gibi.. kendimize gore.. veciz buldugumuz.. sozcuk harmanlari ile sair olamayiz.. siir baska..
uc bes fayansi aldi.. banyoya.. mutfak tezgahi kiyisina dosedik diyelim.. biz kendimize.. fayans ustasi diyebilirmiyiz..
alta alimunyum mastar koyup.. sozcukleri.. bir hizaya getirme.. arti adi verilen.. plastik derz cubuklari ile.. araliklari esitleme..
dekor adi verilen.. kirazli visneli.. bordurler.. goz hizasi durmasin.. olurmu..
fayansci taragi adi verilen aletle.. kagidin uzerine.. murekkepi esit miktarda yayma.. sozcugun biri ilerde biri geride olurmu..
kalemin arkasi ile.. tokmaklanip.. sozcuk dizeye oturtulacak.. ipinde olacak.. terazi ile bakilacak..
hecelerin bittigi yere kosebent konup.. fazla heceli dize traslanacak..
sag eliniz ile.. vurun.. tok tok.. ses geliyor.. sozcukler yerinden oynuyorsa.. harc lekeleri kalekim kalintisi varsa uzerin de.. siz olmus diyebilirmisiniz..
kir goturur boya ile fuga sozcuk ile acacak.. kabarti bombe olmuyacak kitada.. suyunu almis olacak sozcuk.. cok sulu olursa harc.. bir iki dize sonra siir gocer..
bu vesile ile de.. bu bu.. adeta.. duvar denli dumduz.. ayna kadar isiltili ve parlak.. dize ustasina gani rahmet dilerim..muhtesem bir siir okudum.. yurek ses susmasin.. daim siir gondersin..
duygu girdabindayim.. secki sebeb mutesekkirim.. saygilar..
Ölümün soğuk yüzü hepimizi korkutur,lakin korkunun ecele faydası olmuyor maalesef.Hatırlar da dal istiyor sözü.Ahiret inancından kaynaklanan bir sözdür aslında.Ölümü ademi hiçlik olarak kabullen ve yokluk alemine düşen bir insanın arzu ve istekleri olmaz.Şairimiz kedisi yaşamasa bile yadını yaşatacak bir dal bırakmak istemiş dünyaya,umarım kendisini anacak ve yad edecek dostlar bırakmıştır geride.
Şiir güzel, lakin şair ölümü hiçte güzel bulmuyor. Ama ne çare güzel bulsan da bulmasan da o gelip insanı buluyor.
Rüştü Onur ve M.T.Uslu'nun 40'lı yıllarda vefat ettiği düşünülürse, çok ilerici şiirler yazmışlar.
Uslu'nun en sevdiğim şiiri seçilmiş bugün.
Kurula teşekkür ediyor, şairi rahmetle anıyorum.
Oktay Rıfat'ın dizelerini ise ayrıca kutlamak lazım...
dünyaya boş vermiş mangal yürekli şairden olmalı bu mektup. teşk
Şair, İyi bir sosyolog, iyi bir psikolog kadar hayatı gözlemleyebildiği için şair dir..
Rahmetli Muzaffer Tayyip'te, genç yaşında hayatın sosyolojik şifrelerini çözebilmiş,
hayattan damıttığı özgün-mütevazı düşüncelerini şiire dökebilmiş istisna şairlerden
biriymiş.
Ölümünden uzun yıllar sonra tanınabilmesi ne hazin, ne düşündürücü bir durum ..!
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta