Bir kaval çalınır, inceden inceden
Anadolu öykülerinden
Bir kadın haykırır ilerden
Yayla tepelerinden
Bir yel çarpıyor yüzüme şu inden
Serinden serinden.
Ben yel yel karınca
Sel sel buğdayım
Senin ardından sürüklenip giden.
Ruhumdan bir parça alıp avucuma
Tutsam tepelere, bayırlara
Kış ortasında bir bahar
Kaşını kaldırmış düşünen çocuklar gibi
Ufukta sararan bulutlar.
Bir yılan düşer tepeden, bir yılan
Kıvrılır çukurda boğum boğum
Davullar vurulsun, kösler çalınsın!
Efeler oynasın, kızlar salınsın!
Öğün ey Türkiye’m! Sen ak alınsın!
Düşmana “el aman” dedirtmişim ben!
Türk’ün destanını duymayan duysun!
Halk şairi Hasan Dayı
Zor getirdin on bir ayı
Harmandaki ak buğdayı
Kime verdin Hasan Dayı?
Hasan Dayı bilmez sayı
Ben,
Şiiri sana yazarım
Sen bilmezsin.
Kurak topraklar gibi
Yana yana yazarım
Sen bilmezsin.
Dağlarım, tepelerim, ağaçlarım
Çöllerim, vadilerim, açlarım
Bilene sorun, bilmeyen kalsın...
Dillerim, dudaklarım, saçlarım...
Varım, yoğum, emellerim
Ben,
Yalınayak, başıkabak
Ve de çıplak
Bir köylü çocuğuyum.
Siz bakmayın şu boynumdaki kravata
Bir karanlık kapıdan girer gibi
Hayatıma girdin.
Gözlerin gözlerimde,
Bana ışık ve umut verdin.
Hangi kadınsın sen? ...
Uç etekli yörük kızı
Yanakların kıpkırmızı
Geziyorken yaylanızı
Seni sevdim yörük kızı.
Keçilerin sürü sürü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!