Sen rukiyem
Anormal sevgilerin apalak memelisi
Ve arabesk konuşmuşluğu değildin hiçbir zaman puştluğun
Sen rukiyem
Arızalı günlerde
Acınmışlığa armağan edilen
Aritmik şarkıların söylenmişliği de değilsin
Ayrılığa dair…
Sen arsız zamanların ardışık elvedalarından birisin!
Hatırlar mısın?
Kaç kez suçüstü yakaladı aşk bizi?
Rukiyem başımız sağ olsun
Hatıralar vefat etti.
Gecelerim fakirdi yıldızdan yana
Aslında yıldızlar sen giderken düştü suya
Tam iki mevsim bekledim elveda durağında
Rukiyem iki gözün yeterdi şiiri kullanışlı yapmaya!
Şimdi melankoli ezberlemekteyim
İkindi sağanaklarıyla yıkanmış,
Kısa devreli hüzünleri çekmekteyim.
Unutulanları hatırlamaktayım şimdi.
Başımız sağ olsun
Aşkımız vefat etti.
Rukiyem beleş bir gecede
Benzi solmuş yıldız çiçeklerini
Berduş gecelerde sokakları yıkadığım
O bereketli hayalinin teşbihi ile suladım.
Ve şimdi onlar
Serabının teşbihiyle bile
Birer olgun meme kokusu.
Sen yoktun
Sensizliği
Bir demet yalnızlığı
Ve çaresiz parıltıyı
Bergüzar bıraktı ıssız sesler bana
Rukiyem sen yoksun
Yalnızlığım ıssız
Sözlerim mat
İsyanım çıplak
Ve çaresizliğim sıkıcı.
Yağmur yolculuklarında sis ve duman
Ve buğu rengine bürünmüş
Gökyüzünün camından dışarıya
Azat ettiğim puslu şarkıları söylemekteyim yine
Çünkü bir ayrılık daha
Yol alıyor yamalı dört teker üstünde.
Asgari sevgileri asık kalplerde yaşadım
Ve sana layık asaletli cümleleri yazdım şiirime
Emin ol!
Ve misafir ol yatağıma,
En artistik parlayan yıldızları topladım sana.
Çöker üstüme rukiyem!
Yabancı iklimlerin mevsimleri
Alarmlar çınlar teninde
Titretir en şizofrenik etimi.
Seninle soluduğumuz gecelerde
Yıldızlar daha çoktur
Ve gökyüzü daha geniştir bedenin gibi!
Rukiyem başımız sağ olsun
Yalanlar geberdi.
Sen gidersin bir gün
Tüm gidenler gibi gidersin
Enkaza bırakırsın beni
Ne renge boyanmıştır bilir misin?
Veda zamanlarının tragedyatik resmi!
Rukiyem bak
Dudağımdaki ıslık kullanışlı yapıyor yalnızlığı
Bak unutulan gözlerin saklıyor tehlikeli bakışımı
Sen yabancı bakışlara teslim etme masumluğunu
Sakın utangaçlığını sildirme soğuk mevsimlere
Gel bul beni sar beğendiğin gömleğimi
Gel bul beni geceme ay yazıl!
Yıldı yazıl kaymayan
Gel bul şu haini!
Kalın dumanını aradığım tütünün
İsyancıl bir dili vardır sayfalarda
Ve şiirlerimin hayat direnen mısralarında
Sensiz gecelere küs uykular.
Rukiyem başımız sağ olsun
Vurgun yedik gecelerden.
Şiirsiz bir gecesi yalnızlığın
Nasıl berbat bir sıkıntıya dönüşüyorsa
İşte öyle bir sıkıntıdayım şimdi
Şiir mısralarında.
Sen gittiğinden beri bihaller oldu bana!
Rukiyem
Ben mevsimlerin en zaliminde
Ayların en sarısında doğmuşum
Ve dünlerimde hep yarınlar sormuşum.
Tam sekiz yıldız kayması geçti aradan
Gözlerim hep seni aradı
Dudaklarım aradı
Tenim de.
Şiirlere sordum
Görmedik dediler
Duymadık dediler hiçbir duygulu şarkıda
Zihnim dondu inan seni gördüğüm anda…
Unutma hatırla!
Meyvesini sayıklayan bir ağaçtım ben
Uzak dağlarda…
Söyle rukiyem!
Hangi uçurumlara ihbar ettin sevgimi?
Söyle!
Hangi adın yanına yazıyorsun şimdi ismini?
Hatırlar mısın?
Etlerimiz bir gözyaşı kalınlığı kadar yakınken
Dokunamadık birbirimize
Ve farkında mısın?
Hep o utancı kaldı tenimizin içimizde.
Rukiyem zifiri gözlüm
Deniz kokulu mavi hüznüm
Toprağa gömülen adım
Günahlarına hainlik yapmışlığım
Suda çözünen yalanım.
Ağzındaki sevgi sözcüklerini ağzıma dökerken
Yine senin tenin tenime sinen koku!
Bir korsan şiirindeyim şu an
Geceyi terledim
Ve yıldızları akıttım alnımdan
Şiire kışı yazdım ve üşüdüm
Unutma beyazlar çıkarılır kardan.
Buzu çözülmüş bir inattır sevdan
Etine bak!
Üç boyutlu bak!
Ayla sevişmiş gibi parlar sahtiyan!
Sen acının solgun fotoğrafısın
Sen süzülmüş çeşidisin hüznün
Rukiyem zifiri gözlüm
Kısık bakışlım
Ve sokulgan sessizliğim
Usul bir sevgi rengindeydi gözlerindeki çeşit!
Bilirim!
Daha bir yakındır ismin şimdi dudağımda
Sevdanın bir başka tadı vardır on yedi yaşında
Bilirim…
Hayalinin sağanağıyla sulanan hüznün
Liracı olur ikindi gölgelerinde serinleyen sessizliğe
Ve kadife bakışlarında
Her an düşecek bir gözyaşın vardır bilirim!
Ben umutlarımı bukalemun yüzlerde yitirdim
Emer sönmüş mumun göğsünü karanlık tenin
Minyatür sevgilerde bedenimle sevişirken ruhu
Olgun sözcüklerle yapıyordu temelini şiirin.
Yatağım kurak
Ve adımların meçhule karşı çok samimi
Rukiyem başımız sağ olsun
Kalemim vefat etti.
Sen söyle!
Gökyüzünde yalnızlığına yenilip
Kayıp giden kaç tane yıldız vardır?
Bilir misin?
…
sen ey yasak günlerin
kemancıl duygularını akıtan içimdeki nehir!
Sen ey tüm acılarımı doğuran lanetli ruhum!
Sen ey kafiyeleri rakam olan denklem şiir!
Ve sen!
Ve sen rukiye!
Gözün aydın olsun sana!
Elveda!
22 AĞUSTOS 2000
İbrahim ÜnlüKayıt Tarihi : 3.11.2006 12:05:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
rukiye gitmek istedim sana / kaydı seccadem yer küre / seni çok seviyorum / bir teyemmümdür seninle sevişmek
![İbrahim Ünlü](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/11/03/rukiyem.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!