Ey Adem’in umudu, Muhammed’in sürûru!
İsmail’in onuru, İbrahim’imin göz nûru;
Sen ezelden ebede insanlığın mâbedi
Allah’a yönelenler huzurunda ebedî
Hicri sekizinci yıl; Ramazan ayı gelir
On bin kişilik ordu birden sana yönelir
Gönüller senin ile handan olur Sultanım
Nurundan uzak sîne zindan olur Sultanım
Havf ve recâ arası semâya ellerimi
Açarken gözyaşımla yudum hayallerimi
Su taşırken ateşe saf tutar karıncalar
Aksi Sadâ
Aksi sadâ dilersen ona değil ey gönül
Yollarını bekleyen toprağa bakmalısın
Bir su damlası gibi ona değil ey gönül
Hayy - Hakk
Yâ İlâhî - Sana Hâlik - Sana Mâlik - Sana Hakk
Sen Rahîm'sin Sana geldim bu niyâzım Sanadır
Ben ki mazlûm hemi mahzûn hemi mahcûb kulunum
Etme dedim bak dedim âhıma bir gün felek
Bakmadı hiç güldü eyvâhıma her gün felek
Etme dedim gel dedim sızlamasın bağrımız
Gülmeyecek gelmesen bahtıma bir gün felek
...
Ne yağmur ne rûzigar ne de su sesidir bu
Cânânla aramızda hicrân bestesidir bu
Bir ses meselesi var onunla aramızda
Yalnız gönle âşikâr bir sır perdesidir bu
Câm-ı dilden seç kelâmın yâre sun
Eyle kilkim dil-merâmın yâre sun
Eyle nâzik eyle nârin işle kim
Aşk suhûfun çeşm-i dilden okusun
*
Tâ ezelden bezm-i yârin nağmesi
Eylemiştir gönlümüz dil-Beste’si
Dest-i sâzın târ-ı cânım titretir
Cûş u cûş ettikçe dilden ‘hû’ sesi
*
Dil- suhûfun nakl edip neyler kalem
Verme sırrın şerh edip söyler kalem
Eyle hayret eyle gönlüm et sükût
Verme sırrın ağlayıp söyler kalem
*
Yâr-i cânım aşk suhûfun şerh edip kendin bulur
Gûş-i cândan dinleyip hem nağme-i aşkın okur
Cân ü cânân sûz-i sâza sanki cânın bağlamış
Bezm-i aşkda cân susar çün sâz u sözün ‘hû’ okur
*
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!