Ruhun Haritası Şiiri - Turgay Adlım

Turgay Adlım
37

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Ruhun Haritası


Hürriyet, nefsin köhne sürgüsü değildir,
Ruhun menşuruna işlenmiş ezeli bir sır'dır.
O, kalpte "Ene'l-Hakk" diyen bir Mansur,
Kâinatın duvarlarına fırlatılmış bir feryattır.

Hayat, gözünü boyayan bir serap değil,
Gözbebeğine saplanan ince, sızlatan bir kıymıktır.
Vicdanın avlusunda bir çınar yükselir ki,
Gölgesi, şah damarından yakın olan Ali'nin Zülfikar'ıdır.

Aşk, ateşten damıtılmış bir bade, bir zehirdir;
Benlik "kamışlığını" tutuşturan bir kıvılcımdır.
Can, ateşe yürüyen bir pervanedir,
Ve gözleri, ruhun ulaştığı o son vecd'in adıdır.

Öz, cevherini yitirmiş bir maden ocağıysa,
Söz, bir ozanın kırık telinde can çekişen sestir.
Gök, yalnızca aldanan gözün sahte kubbesi;
Asıl hazine, enkazdan yükselen o azmin nefesidir.

Geçmiş, omuzları kanatan ağır bir kum torbasıdır,
Her anısı, bugünün nehrine kanını akıtan bir pınardır.
Yol, ataların izinden örülmüş kör bir düğümdür,
Ve devrim, o düğümü Zülfikar'la kesip atandır.

Bu çile, körelmiş bir hançerle kazanılmaz;
Hakikat, her gün yeniden doğan bir şems'tir.
Bizler, kalp aynasını zamanın tozuyla cilalayan dervişleriz,
İçteki nâr, ham olanı 'insan'a çeviren nazardır.

Şehir, beton ve çelikten örülmüş bir kafestir,
Sokaklar, umutları yutan asfalt canavarlarıdır.
Lambalar, gecenin sahte parlayan gözleridir,
Ama her kaldırım taşı, inatla bir tohum saklar.

Susmak, ruhun kefenini kendi ellerinle dokumaktır.
Konuşmak, enkazdan bir diriliş kuran mimardır.
Yıkmak, ölü dokuyu kesen keskin bir neşterdir.
Yeniden başlamaksa, toprağa Hızır'ın ektiği ilk tohumdur.

Hürriyet, nefsin köhne sürgüsü değildir,
Ruhun menşuruna işlenmiş ezeli bir sır'dır.
O, kalpte "Ene'l-Hakk" diyen bir Mansur,
Kâinatın duvarlarına fırlatılmış bir feryattır.

Hayat, gözünü boyayan bir serap değil,
Gözbebeğine saplanan ince, sızlatan bir kıymıktır.
Vicdanın avlusunda bir çınar yükselir ki,
Gölgesi, şah damarından yakın olan Ali'nin Zülfikar'ıdır.

Aşk, ateşten damıtılmış bir bade, bir zehirdir;
Benlik "kamışlığını" tutuşturan bir kıvılcımdır.
Can, ateşe yürüyen bir pervanedir,
Ve gözleri, ruhun ulaştığı o son vecd'in adıdır.

Öz, cevherini yitirmiş bir maden ocağıysa,
Söz, bir ozanın kırık telinde can çekişen sestir.
Gök, yalnızca aldanan gözün sahte kubbesi;
Asıl hazine, enkazdan yükselen o azmin nefesidir.

Geçmiş, omuzları kanatan ağır bir kum torbasıdır,
Her anısı, bugünün nehrine kanını akıtan bir pınardır.
Yol, ataların izinden örülmüş kör bir düğümdür,
Ve devrim, o düğümü Zülfikar'la kesip atandır.

Bu çile, körelmiş bir hançerle kazanılmaz;
Hakikat, her gün yeniden doğan bir şems'tir.
Bizler, kalp aynasını zamanın tozuyla cilalayan dervişleriz,
İçteki nâr, ham olanı 'insan'a çeviren nazardır.

Şehir, beton ve çelikten örülmüş bir kafestir,
Sokaklar, umutları yutan asfalt canavarlarıdır.
Lambalar, gecenin sahte parlayan gözleridir,
Ama her kaldırım taşı, inatla bir tohum saklar.

Susmak, ruhun kefenini kendi ellerinle dokumaktır.
Konuşmak, enkazdan bir diriliş kuran mimardır.
Yıkmak, ölü dokuyu kesen keskin bir neşterdir.
Yeniden başlamaksa, toprağa Hızır'ın ektiği ilk tohumdur.

Turgay Adlım
Kayıt Tarihi : 14.6.2025 15:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!