Kalın bıyıkları
Esmer yürekleri
Kirli sakallarını sıvazlayan kocaman elleriyle
Tabakalarında kimsesizliklerini taşıyan
Kız gibi incecik tütün sarıp
Hasretin
Aşkın
Umudun
Fukaralığın kederiyle
Ciğerlerine dumanı dolduran
İnsanları ne çok özledim.
İçi derin bir okyanusu andıran gözlerinde
Yüz ayrı çiçeğin tohumlanmak için beklediği
Elleri nasırlı
Yürekleri mayınlı
Faili meçhul olmuş
Geçmişlerine tanıklık eden yaşamlarıyla
Kapılarındaki sefalete aldırmadan
Aynı gökyüzünün demini paylaşan
İnsanları gördüm
Bağdaş kurup oturdum sofralarında…
Kışa nispet
Dağlarının buzul salkımlı kuytuluğunda
Altı ay coşkuyla bekleyen
Ebemkuşağı açan
Tüm ovaya hayat
Renk katan güneş
Bilir doğmasının neden bu kadar çetrefilli
Bu kadar eziyet olduğunu
İnsanına benziyor
Güneşi
Ovası
Dağları
Doğa insanından doğuyor
İnsan doğasından doğuyor.
Oturmuşum şimdi
Gönlüm paramparça
Dilim kesik
Yalnızlığıma İstanbul yetmiyor
İçtiklerimi kussam
İçinde bir ülke boğulur
Karlıova asla…
Kayıt Tarihi : 9.6.2011 20:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!