Bir başka çare görmüyorum hiç ifakate
Ey ruhum iltica et ilâhî tabiate.
Ondan deva, şifa ara, ondan sükûn ara.
Göklerde serseri, mütelevvin bulutlara
Tevdi et ıztırabını, naklet melâlini..
Sevgilimsin , kim olduğunu düşünmeye vaktin yok,yapacak
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Devamını Oku
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Mutluluğu doğada aramamızı öğütleyen çok güzel bir şiir... Şairi rahmet ve saygıyla anıyorum...
Çünkü diğer ulkeler dillerini, sahip oldukları en büyük hazinelerini korudular. Bizde olduğu gibi ilerici olmak adına diğer dillerden, dilerine geçen dile zenginlik katan halkın da kabul edip kullandigi kelimeleri kitaplardan, ders kitaplarından, yazılı ve sözlü basından cikartip halkı bu kelimelere maruz bırakmayıp hafızalarında silerek unutmasini saglamadilar aksine halkın kabul edip kullandığı her kelimeye sahip çıktılar, dile yeni katılan kelimelerle dilleri zenginlesti. Sadece diiin yanlış kullanımına karşı halkı uyardılar. Çünkü onlarda devletin görevi buydu; dilin yanlış kullanımlara karşı halka doğrusunu göstermek, dili yok etmek değil. Bizde ise ilerici olmak adına dilimize zenginlik.katan Arapça ve Farsça kökenli ama halkın benimseyip kullandığı artık bize ait olan kelimeler çıkarıldı Halk bu kelimeler maruz birakilmayip unutulmalati sağlandı. Çok ozendikleri gelişmiş ülkeleri de örnek almadılar. Böyle bir uygulamayı ancak tarih ve kültür bilinci olmayan ülkeler ve o ülkedeki iş başındaki kişiler yapabilirdi. Bizde de bu çağ dışı zihniyetli kişilerden bol miktarda vardı ve devleti arkalarına alıp ellerinden geleni, İlericilik sandıkları gericiligi yaptılar ve şimdiki dile böyle sahip olduk.
Bu hususta size aynen katılıyorum Kesra bey. İnsan birazcık araştırıcı ve soruşturucu olur değil mi?"Armut piş, ağzıma düş!" düşüyle yatıp kalkanlar bu hayat imtihanında bir arpa boyu bile mesafe alamazlar zira. Çünkü bunlar atalet ve betalet hastalığına duçar kalmışlardır.
Evvela: Şifa bulutlardan ve tabiattan değil, Şafi-i hakiki olan Allah-c.c-'tan istenir. Tabiattaki nesneler ancak şifa vesilesi olabilirler.
İkincisi: Raad suresinde beyan edildiği gibi, kainatta ve dünyada olan hiçbir şey bilhassa da bulutlar gibi çok faydalı işlere imza atan varlıklar, serseri, başıboş değillerdir vede manasız, gayesiz kendiliklerinden hareket etmezler. Onları kim yarattı ise, onları bir çok maslahatlı ve hikmetli işte istihdam eden de yine O Hakim ve Kadir olan zattır.
Üçüncüsü: "EL-BAKİ HÜVEL BAKİ -BAKİ OLAN, SADECE O ALLAH'TIR" ayetinde denildiği gibi, Allah'tan başka hiç bir varlık ezeli ve ebedi değildir. Ezeli ve ebedi olan sadece Allah'tır. Sair mahlukat ise Onun tarafından sonradan yaratılmışlar ve ölmeye mahkumdurlar. Kıyamet gününde yeniden diriltilecek olsalar ve cennet ve cehennemde uzun yıllar meskun kılınacak olasalar da, Hud suresinin107. ve 108. ayetlerine göre Allah onları dilediği zaman yine fani kılacaktır.
Dördüncüsü: Kainatın ve insanlığın bidayeti/başlangıcı ve nihayeti/sonu asla meçhul/bilinmez değildir. Çünkü Allah, Kur'anda bütün yaratılış safhalarını detaylarıyla açıklayıp, araştırıp soruşturan ehl-i tahkikin dikkat nazarlarına verdiği gibi, Kainatın ve içinde yaşattığı cümle kullarının ve bilhassa da, cinler ve insanlar topluluklarının akıbetlerini de gayet net bir şekilde açıklamış ve iman ehlinin ve de cümle akillerin önlerine ayet, ayet sermiştir. Ne mutlu, Allah'ın son hak kitabı olan Kur'andaki bu bilgileri okuyup gideceği ahiret alemine ciddi manada hazırlık yapanlara.
Neden başka ülkelerde böyle dil problemi yok
Çünkü diğer ulkeler dillerini, sahip oldukları en büyük hazinelerini korudular. Bizde olduğu gibi ilerici olmak adına diğer dillerden, dilerine geçen dile zenginlik katan halkın da kabul edip kullandigi kelimeleri kitaplardan, ders kitaplarından, yazılı ve sözlü basından cikartip halkı bu kelimelere maruz bırakmayıp hafızalarında silerek unutmasini saglamadilar aksine halkın kabul edip kullandığı her kelimeye sahip çıktılar, dile yeni katılan kelimelerle dilleri zenginlesti. Sadece diiin yanlış kullanımına karşı halkı uyardılar. Çünkü onlarda devletin görevi buydu; dilin yanlış kullanımlara karşı halka doğrusunu göstermek, dili yok etmek değil. Bizde ise ilerici olmak adına dilimize zenginlik.katan Arapça ve Farsça kökenli ama halkın benimseyip kullandığı artık bize ait olan kelimeler çıkarıldı Halk bu kelimeler maruz birakilmayip unutulmalati sağlandı. Çok ozendikleri gelişmiş ülkeleri de örnek almadılar. Böyle bir uygulamayı ancak tarih ve kültür bilinci olmayan ülkeler ve o ülkedeki iş başındaki kişiler yapabilirdi. Bizde de bu çağ dışı zihniyetli kişilerden bol miktarda vardı ve devleti arkalarına alıp ellerinden geleni, İlericilik sandıkları gericiligi yaptılar ve şimdiki dile böyle sahip olduk.
güzel şiir. anlaşılır olması için sadeleştirme gerek. gençlere bazı kelimeler çok yabancı.
Neden başka ülkelerde böyle dil problemi yok
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta