Ruhumdur Tarihi Çağıran Cenge

Yine bir sabaha karşı kapatmak isteyip gözlerini,
Hayatın seni değiştiren o acımasızlığına,
Uzun bakarsın ya yollara,
Gözlerin daldıkça uzaklara aban sız,
Biliyorum olmayacak yaşadığın tarih yanında,
Gökler kara bulutlarla kaplı,
Tarihte bıraktıklarına yas olmalı,
Her defasında unutulmuş olduğunun acımasızlığı,
Gözleri yaşardı bulut ağladı,
Seni sorduğum deniz ağladı,
Derdini sorduğum haliç ağladı,
Gözlerim hasretle maziye daldı,
Ah çekip geçmişi özlemle andım,
Oysa her özlem bir ah dey ilmidir İstanbul?
Nicedir nameler terk etti kız kulesini çoktan,
Talihin attığı binlerce oktan,
Uzaktan gülümsemektedir şimdilerde galata,
İstanbullun incisidir hangisini saysam Ayasofya,
Mir idler evliyalar güzelliğine sevdalılar İstanbul,
Nerdedir nerede İstanbul o kutlu komutanın fed ettiği şehir,
Yabancı hayranlığı kopardı bizi bizden,
Nasıl uzaklaştırdı tarihten geldiğin o izden,
Görmüyor musun İstanbul kaçıyor zaman tutamıyorsun,
Şimdi yağan meal yağmuru açılan sandallar üstüne,
Ruhumdur tarihi çağıran cenge,
Yosun tutmuş İstanbullun saçları,
Katledilmiş boğazın yamaçları,
Gölüm limanlardan kalkan gemiler misali,
Al işte avuçlarımda yüreğim hazır İstanbul,
Gönlümde gül bağısın sultanlara diyarsın,
Hep rüzgârındayım sarıl bana diyorsun,
Oysa hep senin gecelerin sarmalar beni,
Tıpkı tarihin gibi İstanbul.

12.02.2006