Ruhumdan üfledim herkesi.
Bir sonbahar gibi,
Dalında titreyen son yaprak misali,
Kim varsa, ne varsa, herşeyi;
Herkesi silkindim üzerimden.
Yalnızım, mutluyum.
Şimdi daha da yalnızlık yanlısıyım.
Kendi Coğrafya'mda kaybolduğum aşklarım,
Duvara tostladığım dostlarım,
Dost sandıklarım;
Sandıklarım artık bomboş!
Buyurun,
Alkışlayın kendinizi;
Belki,
Alkışlarınızın arasında kalır kalbiniz,
Anlarsınız.
Beni ben yapan yanlışlarımla,
Doğrularımla,
Karanlık odalarda ki fırtınalarımla,
Beraber yürüdüğüm egolarımla,
Beni yazan, çizen ellerimle,
Oğullarımla,
Tutkularımla,
Beni seslendiren şarkılarla,
Ben buyum,
Mutluyum...
Kaç ben kaldıysa benden geriye,
Siz ezip geçtikçe,
Ben kalkıp dikildikçe büyüdüm, oldum.
Olmanın erdemliğini bana bıraktığınız için çok teşekkür ederim dostlarım!
Bozbulanık bir geceyi yırtarcasına bakıyor gözlerim;
Mağrur, hırçın,
Hayattan alacaklı ama hep borçlu!
Kimyasını bozduğunuz kalbim pervasız artık gelene-gidene.
Buyurun,
Alkışlayın kendinizi;
Belki,
Alkışlarınızın arasında kalır kalbiniz,
Anlarsınız.
Dostluk süsü verilmiş ihanetler özür dileyemezler.
Hep bir riyakârlık vardır kaçırılan gözlerde.
Aslolan sadakat, riyakâr sularda hiç yüzmemekte.
Yoksa kazılan mezarım,
Taşınan tabutum,
Gömülen şahsım mühim değil;
Dudaklar kimi zaman neşterdir,
Sadakati kesip doğrarken bir orospu gibi kana girmekte!
Aklın sinirini bozan bu,
Kalbin kahkahalarını susturan da bu!
Bu şiiri yüzünüze tükürsem, hiç şüphesiz utanmazsınız.
Buyurun,
Alkışlayın kendinizi;
Belki,
Alkışlarınızın arasında kalır kalbiniz,
Utanırsınız.
Samet KALABAK
Samet KalabakKayıt Tarihi : 13.10.2018 21:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!