Bugün yine durdum elim çenemde.
Duydum ki, uzaktan çakal uluyor.
Elem, süngü gibi girip, sînemde,
Yürek kemiriyor, ciğer oyuyor.
Depremler oluyor sanki yurdumda.
Ard arda kabuslar gelir uykumda.
Çevreye bir ahenk veren huyumda,
Hayata küstüren şeyler oluyor.
Kıvılcım çakıyor Doğu dağları.
Yanıp yıkılmada bahçe-bağları.
Zaman, parça parça edip çağları,
Uğursuz biçimde zulüm dokuyor.
Yollarım nerede zirveye varan?
Nerede o duygu benliği saran?
Vatan, tekne olmuş ıstırap karan;
Biri, kepçe kepçe fitne koyuyor.
İnsanım can verir köyde şehirde.
Bebeler yan yana konur kabirde.
Nur yüzlü ihtiyar kalmış sedirde;
Rabb-i Rahim'ine dua okuyor.
Kimi, feryat eder 'Yangın var! ' diye.
Kimi, meş'umluktan dönmüş deliye.
Çözüm bekler iken Güzel Türkiye;
Avam, 'Lak lak' edip, havas susuyor.
Gece mi bürümüş Vatan yüzünü?
Mel'un esirgemez iğrenç sözünü.
Sanki rüya içre katmış gözünü,
Ninni söylenmeden beyler uyuyor.
Elim şakağımda, üzgünüm bugün.
acı bir gerçekle süzgünüm bugün.
Dilim haykırıyor, 'Özgürüm bugün! '
Gel gör ki kalbime şüphe doluyor.
Düşmez mi gövdeden zalimin başı?
Kanlara boyamış toprağı taşı.
Irmak gibi akıp giden gözyaşı,
Melekten, velîden vuslat soruyor.
(27 Ekim 1993)
İbrahim Faik BayavKayıt Tarihi : 15.4.2006 17:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!