Bin mısra şiir yazsam senin güzelliğine
Biniyle bir tekini anlatabilmem yine…
Ne kelimeler yeter, ne manalar yetişir
Bin kitap da az gelir bir tek özelliğine…
Ben aciz, kalem aciz, kelimeler yetersiz…
Anlatmak şöyle dursun, cürettir bakmak bile!
Gördüğünü unutur yanar diye gözlerim
Bakarken korkup titrer, sevmesi ne kelime!
Bana sonsuzluk gibi ulaşılmaz bir hedef,
Sen ve gözlerin varsın, renkleri var ufkumda.
Birkaç saniye dalıp kendime geliversem
Utanır hayallerim sonra uyandığımda…
Korkunç bir kâbus olur gece çöker üstüme,
Ufukları kapatır kara bulutlar gibi…
Hiçbir şey görmez duymaz ve anlamaz olurum
Yaşadığım yer sanki yerin bin metre dibi…
Sen ve ben uzaklarda iki fani bir gerçek;
Kim bilir ruhlarımız ne zaman birleşecek?
Bedenin boyutları gidermez susuzluğu;
Aşkımız, ruhumuzda doğacak, yeşerecek
Senin için süslenir ruhum her sabah her an
Sanki onu doğurur her anne dün doğuran
Bugün dünden habersiz yeniden sancılanır
Yeniden küser düne yeni günle ağaran…
Uykusuz her gecenin çırpınır sabahında
Uyku dudaklarından soğururken kanını
O hasret sabahlara karanlık dünyasında
Kemirir dişleriyle artan hafakanını…
Özgürlüğe gün sayar yalnızlık köşesinde,
Gurbetin yollarına düştüğü günden beri…
Öyle bir seferdeki bitmez hiç yolculuğu
Hamlığını unuttu piştiği günden beri…
Ey sancılı büyük ruh! Sana selam ve hürmet;
Sana sonsuz saygılar, sana şereftir hizmet…
Sen ki geldiğin yeri unutmadın bir ömür;
Sana vaciptir ukbâ, sana helaldir cennet!
22 Haz. 04 - Bakû
Arif ArslanKayıt Tarihi : 9.1.2005 03:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!