Ruhum Süslü bir Kanarya

Uğur Musab Şahin
2906

ŞİİR


22

TAKİPÇİ

Ruhum Süslü bir Kanarya

Dermansız dert olmaz, “var” demeyin,
Onun dermanı belki de ölüm.
Dermanı ölüm, öyle dertler vardır ki
Onu kimseler anlayamaz gülüm.
1987

Üstüne örtülünce arenada, kırmızı şal
Ben matador değilim, şu boğayı üstümden al.
Bugün yaşamımdan son, ecelde ilk günüm
Biraz aceleci olun, benim için son ölüm.
Yatınca iskelette, kemik gıcırtısı duymak
Bedenimden ağır kafam, sonsuza dek uyumak..
Ruhum süslü kanarya, bedenimse altın kafes.
Ey Kâinata sığmayan baş, varlığın bir nefes.
Gökyüzü kapkaranlık, eczamlar matemde
Yıldızlar içimde ölmüş, içimde defin edilmekte.
1985

Uğraştım çözmek için zamanın şifresini,
Bir türlü örtemedim ölümün çeşmesini.
Dost ebedi değilse, benim dostum değildir,
Faniye bel bağlamam o benden de sefildir.
Dikmişim başımı, avutmuş gök kubbe.
Beyhude uğraşmışım, aradıklarım dipte.
Ateşle suyun dansı bu, ocakta ısınan tasta.
Küllenirken ateş, buharlaşırken su yasta.
Aradığım mutluluğu, bulamadım yarda,
Yüreğim haz alsa da, ruhum başka diyarda.
1983

“Bahçe eve, avrat ere yakın olmalı” derler.
Kıymet verdiklerin, kıyametin olmasın beyler
2009

İki zıt fikir ortasında kalır hakikat,
Küçük, yalandan büyüktür kat kat.
Sabır değil sebattır, aşkta sadakat..
Güvenilen yar değil, ardır arkadaş.
2000

Karın eşin değil eştir, ikinin ikincisi
Nikâh ilmühaberin de, bir diğer teki
Koca kocamandan gelir; Dağ demek.
Kadın, o dağın zirvesinde “kar” melek
Evlenince erir kar, dağın diğer yarısı.
İşte o zirve “yar” dır. Dağ “kar” karası.
2000

İlim kutsal ibadet, İslam da budur ölçü,
Peygamber varisleri, Alimler ilme öncü.
Bilenle bilmeyenler sanma aynı kefede,
Kılıç artık cahil de, kalem dersen efede.
Bir harfte saklıdır, tam kırk yıllık kölelik.
Harpler harflerledir, cesaret göstermelik.
Beşikten mezara çizilmiş, doğruyla eğri,
Çin’e kadar uzanmış kutsal olan değeri.
İslam’a hayat olmuş, hayatlara rehber.
İlk ayette ilk emir, onu almış Peygamber.
Uykuyla denk tutulmuş ibadet o noktada,
Kandan kutsaldır mürekkep, kurusa da.
2000

Başka el tutacaksan, baştan tutma elini
Uğruna öleceksen sev, yüreğinin güzelini
Niye insanları sever, eşyaları kullanırız?
Denize düşersek, neden yılana sarılırız?
Yada eşyaları sever, insanları kullanırız.
Denize düşüncede, niye yalana sarılırız
Şöhret pazardır, çok olursa fiyat düşer.
Sonucu değil, başlangıcı değiştirir beşer.
Çiçeği, böceği Allah’ı zikreden müezzin,
Lahavle vela kuvvete, İllahbillâh aleyülazim.
Ölüler kıyamete dek, Allah’ı zikretmekte
Hak “Küllü nefsin zaükatül mevt” demekte.
Camii miraca uzanan pist, minaresi füze
Melekler ötesi yolculuk, Hak ile yüz yüze.
Müslüman kalk uyan, göz çapağını sil.
Mescidi Aksa’yı yıkıyor bak, Ebrehe’nin fil.
Yeli arkasına almış, rotası ayrılık geminin
Yelken fora bağırdı kaptanı, “son seferim”
Kulağı yırtar sireni, kıyıda sallanan eller.
Ayrılık habercisi, gözyaşı üzgün gönüller.
2005

Çilesiz hayat, yaşamaya değmez.
Ölü bir köpeği kimse tekmelemez.
Ömür, “yok” ve “çok” arasında geçer
Yaptığını değil, yapmadığını görür beşer
2000

Annenin anneliğinden,
Babanın, babalığından utandığı an.
Evladı, gözleri önünde eridiğinde
En çaresiz kaldığı zaman
Ondan haber alamadığında,
Arayıp ona ulaşamadığı an.
Tahtını ve bahtını yapmak için,
Yardımcı olamadığı zaman
Evladını alıp gittiklerinde,
Ellerinden tutamadığı an.
Aradan yıllar geçtiğinde de,
Hatırını sormadığı zaman
Ölüm döşeğinde yatarken bile,
Ziyaretine gidemediği an
Kendi evladını kefenlediğinde
Yaşamaya mecbur kaldığı zaman.
2005

Uğur Musab Şahin
Kayıt Tarihi : 25.9.2009 09:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!