Bu şiir,
bir gidişle kalanlara…
Kapanmayan kapı aralıklarında
sessizce bekleyenlere,
bir çift ayak sesini
her gece rüyasında duyanlara,
ruhu bir tabutta nefes alanlara…
Ve belki de en çok,
gitmeyip de kalmayanlara.
Ruhum,
bir tabutta nefes alıyor şimdi.
Ben sana,
duvarlarımı yıkarak geldim;
ellerimde yasemin,
içimde şiir…
Ben sana geldim,
ben sana.
Ama bu Araf…
Şimdi neden?
Ne gitmeyi bildin,
ne kalmayı…
Arada,
bir sarkacın ucunda,
unuttun beni.
Bir Araf bıraktın aramıza.
Ne yandım,
ne küle döndüm,
ne de söndüm.
Oysa sevmenin de,
gitmenin de
bir hakkı olmalı.
Bir etiketi,
bir bedeli,
bir vedası,
bir kavuşması…
Ben bilmiyorum artık.
Ben bilmiyorum ne yapmalı.
Bir yön, bir işaret…
“Git” de,
ya da
“Kal.”
Ama susma.
Çekip alayım diyorum içimden seni,
olmuyor.
Ruhum,
sabitlenmiş bir çivi gibi,
senden bir milim öteye gidemiyor.
Yollarım dönüyor,
senin kıyına çarpıyor her seferinde,
bir kırık sandal gibi.
Kimse bilmiyor
geceleri kaç kere öldüğümü,
karanlıkta çığlığımı yuttuğumu.
Sabahları,
mezarımdan
tırnaklarımla kazıya kazıya
nasıl çıktığımı.
Kimse bilmiyor,
kaç kere gömdüm içimde seni,
ve kaç kere
bir çocuk gibi
yeniden bekledim gelişini.
Gelmedin.
Ama ben yine de
kapıyı aralık bıraktım hep;
üşüme diye,
belki dönersin diye…
Her defasında,
bir ihtimalin ucuna tutunup,
gözlerimi yollara astım —
bir çift ayak sesiyle umutlanan.
Söyleyemedim kimseye,
her gidişinin ardından
biraz daha sustuğumu,
biraz daha kendimden vazgeçtiğimi.
Ruhum,
bir tabutta nefes alıyor şimdi.
Ne diri sayıyor beni hayat,
ne ölü kabul ediyor zaman.
Ne toprak alıyor beni altına,
ne gökyüzü kabul ediyor dualarımı.
Kendimi taşıyorum omuzlarımda,
hiç varılmayan mezarlara.
Karanlık,
bir örtü gibi serilmiş üzerime,
ve kalbim,
bir musalla taşında unutulmuş gibi.
Ruhum…
Ruhum bir tabutta nefes alıyor şimdi.
Kiyaz
Kiyaz KılınçKayıt Tarihi : 21.6.2025 19:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!