Boğazımı yakan, gözlerimi ıslatan yaşların acısını bertaraf etmek istedikçe her yutkunuşta içime çektiğim kokun jilet yaraları açıyor. Hüzün ve kasvete düşen ruhumu arındırmak için gözyaşı ırmağında yıkamaya çalışıyorum. Ruhumu suya her daldırışımda hüzün ellerime bulaşıyor. Sensizlik sarmış bedenime birde hüznün lekesi oturuyor.
Beynim duygu işgali altında, düşüncelerimi tutsak etmiş. Aşkın zehri yavaş yavaş damarlarımdan vücuduma yayılırken ardında enkazlar bırakıyor. Deprem sonrasında oluşan enkazı toplayacak yürek henüz ortalarda yok.
Dudaklarımdaki yalvarış ateşlerinin korunda yanarken, gözlerimdeki yaşları gülmelerle kapatıyorum. Saçlarının sarhoş eden kokusunun zehrine kapılıp mecnuna dönüyorum. Ellerimde senden kalan sararmış mektupların gölgesinde.
Ateşli hummalı bir kararsızlık yaşadıklarım. İradem, yorgun benliğime teslim oluyor ve sen oluyorum. Yüksekten düşen taşın denizi yırtarak dibe inerken bıraktığı harabiyetti yaşadıklarım. Suda beliren her halka acının şiddetini gösteriyordu. Sular durulsa bile yürek odaları onarılmaz yaralarla doluyordu.
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar agarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin agaran daglari nerde!
Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
Yine ezgi yüklü bir deneme. Yüreğiniz dert görmesin
Sen gittin ve her yaprak düşüşünde ben bir kez daha kayboldum. Bir bütün iken kendi kendimizle, yarıya düştük güneş ışığında.
eylül...hazanım...eylül en güzel yanım....eylül..umudum canda canım...eylül..aldığım nefes....eykül....damarımda kanım....eylül...ilk ve son yanım....
hocam istanbula eylül düştü hazan düştü yaşadım mısra mısra her satırını.....
sevgiler güzel yüreklim............güçlü kalemin hiç susmasın.....
Yüreklerdeki gökkuşagı kaybolup renkler siliniyor ve hayatın her yerilerini griler sarıyorsa hüzün sarmıştır duygu pınarlarından yağmurlar ılıkılık yagar gönül sokaklarına, bahçeler hazana durmuştur, güz sancılarıdır yaşananlar.....Kaleminize ve yüreginize saglık. Harika bir anlatım ve duygu seliydi. Selam ve saygılarımla. ....++
Olağan üstü betimlemeler,öykü-şiir tadında ki sıradışı çalışmanızı kutluyor, başarılarınızın devamını diliyorum.Saygılarımla Sayın Avcı...Dinmez ER / Çeşme /
Gökyüzünün kapıları açılıp, kendi yazgısını giymemiş hayatların başkalarının ellerine dökülüşünü seyrediyorum. Ruhum savaş meydanı gibi, düşmeden yürümeye çalışsam da her adım sonrasında dizlerimdeki çiziklerle yerden kalkıyorum. Kan taşlarıyla durdurmaya çalıştığım yaraların balçığında ayaklarım kayıyor ve ben senden biraz daha uzaklaşıyorum. Pişmansızlık ve umutsuzluğun zafer çığlıkları arasında teslimiyetin beyaz bayrağını çekiyorum, üzerime bulaşan ihanet kanlarını silerken.
Bedenim silahlı, ruhum silahsız kalmış, kınına sokulmuş bıçak gibi zaman. Taarruz vaktini beklerken adın dilimi karıncalandırıyor. Çığlık çığlığa haykırıyorum yüreğimin derinliklerinde benden başka duyan olmuyor. Hüznün lacivert gözleri keskin ten kokunun ardından kararmaya başlıyor. Hasret üzerime örtülmüş ketum bir tül gibi. Ruhum ise bir Eylül, kış ile yazın arasında kalmış. Renk cümbüşü içinde elimdeki mutluluğumun alınıp kışın hücumuna uğradığımın farkında değilim.
sevgili dost,
Bu güzel ve anlamlı çalışmanızı ve sizi yürekten kutlarım.
Emeğinize,yüreğinize sağlık.
Güzeldi......Başarınız daim olsun.
Saygım emeğinize ve sizedir......
Yağmur sonrası umut vaat eden gökkuşağı yok artık. Renklerimi kaybettim, baktığım her yer, her şey gri.
Yaşamımızda zaman zaman renkleri değişen dönemler oluyor sevgili Fatma Avcı. Ruh dünyamız belirliyor bu dönemlerin renklerini.Gönül ister ki hep beyaz, pembe veya mavi dönemler olsun. Ama olmuyor işte, olmuyor. Ama güçlü kalemler o karanlık renkleri öyle güzel yazıyor ki, anlatımın güzelline kapılıveriyor insan. Kutlarım gönülden. Sevgimle...
'Bu günlerde 'gel/gitler' fazla yer tutuyor ruhumuzda... Aşkın ve sevginin 'açlığını' doyurmuyor yeni başlayan gün bile... Akşamdan beri sürekli yağan yağmur, biriken ne varsa söküp alıyor geceleri...
Damla damla eksiliyor yaşama bağlanan umut...'
Yine etkili, yine sürükleyiciydi denemeniz Fatma Hanım... Tebrik ediyorum engin kaleminizi...
İnsan kendi mevsimini yüreğinde yaşar... İlkbahar da öyle, sonbahar da. Sayın yazarımız kendi yürek mevsiminin 'senli yalnızlıklar' yaprağının üstüne gayet düzgün bir anlatımla aktarmış yürek fotoğrafını...
Kutluyorum sayın Fatma Avcı...
PİŞMAN ETTİM KENDİMİ KENDİME,
PİŞMAN ETTİLER BENİ BANA…
DUVARLAR BENİ YİYOR… YALNIZLIKTA…
Mutluluğun bütün kapı kolları elimde kaldı…
VE ESKİ ZAMAN ŞARKILARINDAKİ FERYATLARI BULUYORUM İÇİMDE…
Gelmiş geçmiş bütün zamanların, yaşanmış bütün ruhları ile konuşuyorum,
BİZ SALINCAKLARI ÇOCUKLAR SALLANSIN DİYE KURARDIK,
RUHLARIMIZ SALINCAKLARA BİNDİĞİMİZ GÜNLERİ ÖZLER… Oysa siz,
KENDİ RUHUNUZU HÜZNE BOĞUP SALLANIYORSUNUZ, İSTEDİĞİNİZ ÖZLEMİ DEĞİL, YAŞAMINIZIN mavi damarlarınızdan akan, kırmızı kanınızı sallıyorsunuz.
Patlıcan gevşekliği bu, sert görüntünüzün ardından gelen….
ÖLÜLER SUSKUNLUĞUN EBEDİ KOLCULARIDIRLAR,
KOLLARKEN KOLLANDIKLARI KOL BAŞI…
Suskun ruhumun bedelini bana, bir şeyler verdiğini ve beni çok sevdiğini ifade eden, bir kadına, yaşamının son devresini aldığımı sanmadığım bir şeyin bedelini ödemekle, suskun ruhumu cezalandırıyordum.
Hiçbir şeyin sonsuz bir şey olmadığını anladığımda ise,
deniz deniz kokuyor,
toprak toprak kokuyor,
çiçeğin rengi mor karışık bir pembe olsa da, ben bunları duyumsamıyordum…
Unutma ki her gidiş başka bir dönüşe muhtaç...
Mustafa yılmaz
ant +10
güzel yansımış ayrılığa dair duygular özlem gri bir tül olup serilmiş adeta anılarına yüreğin. ve eylül sembol olmuş gönül sayfasının yanlızlığına sararan rengiyle. Emeğini kutluyorum.Düz yazı yazmak bana zor geliyor nedense yada ben yazma mevsimine eremedim.Başarılarınızın devamını diliyorum. yeni yıl uğur getirisin cümlemize.
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta