Ey- çığ-i melâlin altında kalan muhteriz ruhum
Sen ki her zaman bıkkın her zaman yorgun
Melâlin ellerinden bir katre alev boğum boğum
Geçmiş gecelerden alevlerin hicriyle doldun
Sen ki çeşmin pür giryebâr, akıtır bir cülhâb-ı rûyin
Bir bahr-i nihan, bir zevrâk-ı hafî bütün leylin
Bir sahrâ-i vesiâ, bahr-ı bikerân-ı zaman
Dolaşıp dolaşıp varamıyor, bulanık gidiyor seyrin
Ey asmân-ı kevakib ey şanlı ahterbâr gök
Ey kısmeti benden alan bu hicri benden sök
Senden başka kimim kaldı ki sığınayım
Yıllardır beklenen letafeti artık dök
Artık gücüm kalmadı tükendim bu cevelandan
Artık sabır kalmadı melâl-i hicran ile ağlamaktan
Esrâr-ı hakikat-ı saadet o kadar uzak ki bana
Dünyâyı bırak gözükmüyor bile sonsuz fezadan
Sanki topyekûn hayat olmuştu eyyam-ı hüsran
Gelen mutsuz giden mutsuz benim etrafımdan
Nedir bu cidal? Nedir bu çektiğim bitmeyen gamdan
Bir râh-ı gayb içinde dilhûn, kanlı fesa üstünde
Ekâlim ben yüzünden tunç rengi gözükmekte
Bu gampenah dertli başım yine üzülmekte
Bir sitayiş yok, bir havadis yok, bir ilerleyiş yok
Sağımda solumda ne bir karuban hiçbir şey yok
Asırlar boyu yalnız başına bir ehrâm-ı hüsran
Gibiyim sanki bir zıll-ı hicran...
Fecrin kanlı ufku gibi yapayalnız ve yaralı
Bigâne resimler gibi çürümeye terkedilmiş
Suskun evliyâlar gibi kıymeti bilinmemiş
Üstünden yıllar geçmiş gibisin...
Kayıt Tarihi : 20.9.2023 00:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!