Sen değilmişsin gibi karanlığı doğuran
Göz süzüp söz düzerek kalbinde nifak ile
Fitne fücur her türden kötülüğü yoğuran
Ve sonra unutturan üç kuruş infak ile
Sen değilmişsin gibi kuduran şafak ile
Aya da çatar oldun hadsizce güneşe de
İzliyorsun kibrinden kabarıp bir köşede
Sanki gökteki mavi senin eserin gibi
Canlı cansız her varlık kendi neferin gibi
Rüzgarın dokunaksız, ateşin serin gibi
Sen hangi hukuk ile sen hangi ahlak ile
Yaradaki irini sökersin bıçak ile
Yetim hakkı yiyenin gecesi seher olmaz
Cevher namert elinde zinhar mücevher olmaz
Kula kulluk edenin namazı kılınır mı?
Esrar kuyuda saklı her çıkmaz sokak ile
Kuyuda bağbozumu en tatlı yasak ile
Sen mi daha zalimsin seni kutsayan sır mı?
Bin günahtan nem aldın bin yıllık tutsak ile
Sen kibirden bir dağı sırtında taşıyorsun
Maddenin ateşinde manasız yaşıyorsun
Sen değilmişsin gibi kuduran şafak ile
Sen değilmişsin gibi karanlığı doğuran
Sonra pehdahladığın bir sürü ahmak ile
Hayra kapı kapatan haksızlığı çağıran
Bir zamana düştük ki anda tükendi zaman
Sen ki ruhi mücerret kalplerdeki gizli put
Mabedini gururla kuvvetlendiren mabut
Seni kim doyuracak, yetmedi, onca yedin
Esnedikçe büyüdün, büyüdükçe esnedin
Kalbi noksan olanı büyüledi suretin
Kavgan kutsaldı senin bütün kavgan hak ile
Karanlığı kirlettin alnındaki ak ile
Riyakar bakışların içinde karanlığın
Susuyorsun, sustukça büyüyordu çığlığın
Kayıt Tarihi : 22.11.2023 03:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!