Islanmıyordu,
Ruhani’ydi sanki o!
Gök delicesine yağmur,
Sular köpüğümsü, azgın.
Gözlerimle kestirebildiğim kadar,
Çalışıyordu bir adam taa uzakta.
Eşeleniyor toprak, inip kalktıkça kazma..
Düşünüyorum ya hasta olursa;
Desem yağmur dinsin de sonra yap baba,
Korkuyorum ya derse ki bana:
-Ah evlât bilmem tanrı mı geldi gazaba,
Kavruldu toprak kalmadı hasat,
Son ümidimiz şu kökten fırlayacaklar da,
O da Üç – beş ay sonrasına..
Ben pencere kenarında rahat divanda,
O bizsiz uzakta,
Kasvetli çamur deryası tarlada.
Eşer de eşer toprağı.
Su toplansın kavruk fide uyansın…
Gördüm yine bugün yol tamiratında,
Çalışıyor durmadan bir kürek, bir kazma..
Ben kahve de, buzlu gazoz elimde,
O patlamış lağımların başında.
Kavurucu, öğlen – sıcağında.
Derdi çoktu, susuyordu yokmuşçasına,
Yemin edercesine birgün hınç alacağına..
Ruhani’ydi sanki o,
Tastamam bir baba..
Çalışıyordu yalnız başına,
Evlatlarının nafakasına.
Hiç Yorulmamacasına.
23.mart.1971, Cuma
Antakya.
Kayıt Tarihi : 19.6.2007 13:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!