Neresi kırılır insanın? Neresi incinir? Bakıyorum ellerime sapasağlam. Gözüm, kulağım,saçlarım aynı. Kalp mi kırılan? Bir yumruk büyüklüğünde içi kan dolu et parçası mı? Bir adama bıçak soksan işte yarası burada dersin. Herkes görür bilir ki orası yaralıdır. Peki öyle pervasızca edilen sözler de bir bıçak değil midir? İlla etimizden bir parçada mı bunun hasarını görmeliyiz? Ruhu paramparça eden sözlerin hangisi hangi anayasada suç kabul edilir? Ortada suç yoksa bizi böyle parçalayan ney? Ya da bizde böyle parçalanan, eksilen şey ney? Birilerine atfettiğimiz değer bizde karşılığını bulmalı. Belki bencillik diyeceksiniz. Ama bulmalı. Ruhunda karşılığını bulamadığın her değer sende yepyeni boşluklar doğuruyor. Kapanmıyor bu boşluklar kapatılamiyor. Bir kasvet sarıyor her yanını, her zerreni. Gözlerinden parmak uçlarına kadar yoruluyorsun. Değil elini, kılını bile kıpırdatmak ağır geliyor. Sonra tükenmeye başlıyorsun. Göz göre göre yavaş yavaş. Önce yüzünde gülücükler tükeniyor. Sonra şaşırmıyorsun hiçbir şeye. Kimseden bir şey beklemez olduğunda, artık gülmediğini gülemediğini anladığında yolu çoktan yarılamış oluyorsun. Tükeniyoruz işte. Her gün biraz biraz. Yavaş yavaş tükeniyoruz. Bir gün birden biteceğiz. Bir anda tükeneceğiz. Uykularda bizi yoracak uyanmakta..
Kayıt Tarihi : 1.3.2021 21:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!