bir temmuz aralığından bir eylül kirişlemesine dek
...
Bütün kanunlarını değiştiriyorum yüreğimin
Bütün yokluklarımdan vazgeçiyorum.
Giderken bütün kapıları kilitleyip gideceğim
dönmemek üzere
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Sen gidersin de gitmem mi ben...
Sen susarsın da bitmem mi ben...
çok çok güzel bir şiirdi yüreğine ve kalemine sağlık...ant+10...sevgi ve saygılarımla...
enfes bir şiirdi..daha ilk dizesinde çakıldım kaldım
Bütün kanunlarını değiştiriyorum yüreğimin
Bütün yokluklarımdan vazgeçiyorum.
Bazen rötuşlar hayatımıza yapılır. Şirini satırlarından kayar fırça hayatımıza dokunur. Yüreğinize sağlık. Selamlar Mustafa kardeşim. Tebrikler.
Yürek kendi kanunlarını kendi yazar.., hatta sahibine bile danışmaz bu konuda...Hatta gidişleri bile kontrolünde tutar ki bu gidişe izin vereceğini de sanmıyorum...
Kaleminize sağlık sayın Mustafa Çetinkaya...
kimbiir kaç kez gittik de geri döndük aynı yoldan..umut hep vardı çünkü olmasaydı gidemezdik..biliyorduk ki gitmeliyiz ama döneceğimiz de giidşimizden belli..bu rötuşlar olması gereken ufak dokunuşlar sadece..belik de olgunlaşmak için gerekli çoğu zaman....yine çok çok güzeldi Mustafa..emeğine yüreğine sağlık arkadaşım
Sen gidersin de gitmem mi ben...
Sen susarsın da bitmem mi ben...
çok beğendim can..bu gece okuduğum en harika şiirdi
Ey umut! çık koynumdan
Artık ne senle aşka gelirim, ne sende sevda bulurum,
Değişiyor yaşamımın bütün kavramları
seni, sana benzeyen dostlarınla beraber /hayatımdan def ediyorum... /ya da çakıl kal olduğun yere /gidiyorum...
Sevdaya kafa tutmak tabiri bu olsa gerek. Çok hoştu Güzel yürekli Kardeşim. Kalemine yüreğine sağlık. Saygılarımla...
Gitmeye kararlı bir yüreğin ayak sesleri duyuluyor...Hızlı hızlı adımlarla kaçarcasına..İsyan ediyor sevdaya..Umut..ne mavilerde ne köşe başlarında saklanmış. Bir hüzün ki savrulan külleri göz yaşartıyor..Muhteşem bir şiir okumanın doyumsuz keyfiyle kutluyorum..Saygılar...
Hüznün kırgın hali nasıl olur...Ayrılığı bilen bilir sanırım...Şiirin saydam yüzü suda yansırken ışıkların becerebildiği kadar kalır umut,diyerek sonsuz kutluyor,saygılar sunuyorum sayın şair...
Hayat iki nokta arasında bir ince çizgi...Ne masallar,ne şarkılar ,ne tutkular sığar içine ,ne hayallar n
e düşler saklıdır ya da ne umutlar ne vefasızlıkları saklar bedeninde.Neşelidir bazennn bazen de hüzün kaplar vakur bir geminin bacasından tüten duman gibi yüreği dağlar böyledir işte hayat.. Kısacası kimine kötü kimine de güzel yüzünü gösterir...
Kaleme selam olsun
Bu şiir ile ilgili 16 tane yorum bulunmakta