Halit Yıldırım - Rötarda Makas Değiştire ...

Halit Yıldırım
151

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

İçi içine sığmıyordu Sulhaddin’in. Nihayet beklediği gün gelmişti. Yarın Ankara’da bir özel hastanede mülakata girecekti. İşi kesin gibi bir şeydi. Gece geç vakte kadar arkadaşlarıyla dolaşmış, yattığında ise heyecandan sabaha kadar uyuyamamıştı. Askerlik dönüşü kaç aydır işsiz, başıboş gezmek ona çok ağır geliyordu artık. Babasının yanında çalışmak da işine gelmiyordu hani.
Kahvaltıdan sonra valizini eline alıp Ankara’ya girmek üzere evden ayrıldı. Annesi hayır duaları ediyordu ardından…
Dün gece sözleştikleri gibi Erzincankapı’daki her zaman takıldıkları Kara Kemal’in kahvehanede, iki candan arkadaşı Ahmet ve Hüseyin ile buluştu. Onlarla koyu bir sohbete dalmıştı. Kendinden anlatıyordu… Söz babasına gelmişti.
- Yahu adam sabah namazı bir ayağa kalkıyor, Lala Paşa Camiinde namazı kılıyor, namazdan sonra gelip Taşmağaza’ya dükkânı açıyor. Sanki sabahın köründe müşteriler kuyruğa girdi. Bu adamın da, işinin de hiç kahrı çekilmiyor.
Hele sabahları tüm esnafla Kel Hasan’ın kahveye tıkılıp lavaşlı, lorlu kahvaltı partilerine ne demeli? O zift gibi çayı nasıl içerler hala anlamış değilim.
Neme lazım şimdi hastaneye başlarsam, sabah sekiz akşam beş. Tıkır tıkır maaşım da gelir. Yok müşteri taksit ödemedi, yok mal teslim edilmedi, yok sipariş gelmedi, yok çek yazıldı… Aman sende ne uğraşacaksın bunlarla.
Adam tutturmuş “oğlum son güne işi bırakma, önceden yer ayırt asker sevkiyatı var yer bulamazsın, bir gün önce git” diye. Otobüslerde yer yok ama tren var. Tren yolculuğunu da ben seviyorum. 1 gün sürse de rahat oluyor hiç olmazsa. Önce gidip de ne yapacaksam sanki?

Tamamını Oku