Rosalin'le Sohbetler
ROSALİN İLE SOHBETLER
İNTİKAM I
Rosalin, sen,
intikam nasıl alınır,
biliyor musun?
Düşünüyorum günlerdir,
bir yolu olmalı...
Bir yolu olmalı Rosalin.
Mutlaka vardır.
Saçlarımı Rosalin,
boyamasam diyorum...
Kessem hatta ne bileyim,
bir oğlan çocuğu gibi..
Ah, yüzümdeki yara izi
açığa çıkar öyle,
olmaz, değil mi?
Dişlerimi diyorum
söksem,
veya tırnaklarımı?
Sızlıyor içleri...
Ne çok toprak,
Ne çok kan dipleri...
Düşündüm de şöyle bir an,
Acaba, acaba
kessem mi parmaklarımı?
AŞK I
Bir çiçek vardı.
avcum kadardı
dalında her biri...
Gece kokusu üstüne sinmiş...
Bir bankın dibinde hemen,
ortanca mıydı, neydi adı?
Nisyan malulü
hafızamdan
siliniverdi birden...
Maviydi epey
hüzünlü geceden...
Belki şimdiye bir sarhoş,
ne var ne yok
boşaltmıştır dibine
aklının taa içinden...
O gece oldu Rosalin,
O gece oldu hepsi...
Beyaz bir elbise giymiştim.
Bütün lambaları
sönseydi sokağın,
karanlık olmazdı
bana sorarsan...
Kendimi beğenmiştim...
Yıldızlar üstüme eğilmişti,
ışığını sevmiştim.
Metruk bir binanın
duvarına bakıyordum
oturduğum bankta...
Onlar Rosalin,
daima fısıldar durur
hapsettikleri sesleri
firakla...
Onları dinliyordum...
Onları dinliyordum...
Ahşap bankları
sevmişimdir oldum olası...
Yıkık binaları da...
İkisi de
rahatsızlık verir kimisine.
Yok beli ağrır,
yok rahat edemez,
“Yok yahu”
“burada yaşanır mı?”
der görür görmez.
“Neyime gerek?”
Ben oradaydım,
binanın dışında
içini düşleyerek...
Zaman, zaman ne tuhaf şey...
Gerçekten Rosalin,
Ne tuhaf şey...
İki tam gün
hiç uyumamıştım...
Deniz kokusu olan şehirler
böyledir.
Sarhoş eder...
Yeteri kadar uzun süre
uyumazsan eğer,
mutlaka karışır
düşlerle gerçekler...
İşte tam da böyle oldu...
Gabriel'i gördüm o gece...
Evet, gerçekten gördüm onu!
Başımı çevirdim,
yanımda oturuyordu.
İrkildim.
“Yanımda” diyorum Rosalin,
aklım almıyordu
“Sen” dedi bana,
“siz” demedi,
beni tanıyordu..
Nefesi Rosalin,
nefesi,
deniz kokuyordu...
“Sen” dedi bana,
gözleri, o “sen”i aldı,
büyüttü karanlığında...
Çoğalttı, çoğalttı...
"Biz" yaptı, bıraktı
kirpik uçlarıma...
Gözlerimi kırpsam
Düşecekti!
Kıyamadım...
Kırpmadım...
Zaman ne tuhaf şey...
Gerçekten Rosalin,
Ne tuhaf şey...
Ertesi gün de
-gözlerimi kırpmadan-
bekledim.
Hiç uyumamıştım...
“Biz”i kaybetmek istemedim...
Deniz kokusu olan şehirler
böyledir.
Sarhoş eder...
Yeteri kadar uzun süre
taşırsan eğer,
tüy bile ağır gelir...
Mutlaka karışır
hakikatler ile düşler....
Bunu, o gün öğrendim ben...
"Benimle gel" dedi,
eğilip kulağıma...
Konuşanın
o olduğundan
emin olmak için,
dudaklarına değil
binaya baktım...
Seslerin de gözleri varmış,
o gece anladım...
Hepsi susmuş,
“biz”i izliyordu...
“Biz” dedim bak ben de,
Gabriel ve ben
“biz” oluyoruz o halde...
“Benimle gel” dedi.
Nereye demedim.
Ona güvendim.
Emin duruyordu.
“Geleceğim” dedim.
Ortancayı kokladım.
Mahzundu,
hava sıcaktı,
susuyordu.
Bir insan
bir insana gelince,
varınca
gittiği yere...
Tam da
kavuşma anında..
Yani, yani Rosalin,
mesafe kalmadığında...
İşte o an
gidiyorlardır, değil mi artık
oldukları yerden?
Bir insan,
bir insana gelince,
“biz” mi olurlar?
Elleri kavuşunca,
konuşmadan?
Birden?
İnsan dedim de,
İnsan ne tuhaf, Rosalin...
Düşünüyorum günlerdir.
Gelince de gidiyoruz
olduğumuz yerlerden...
An be an,
ardımıza bakmadan...
Aslında biliyorum,
biliyorum Rosalin.
Bilmekten yorgun...
İnsan,
Rosalin,
çok tuhaf...
Sallanır hikayelerden
boynunda urgan...
Rosalin,
sen,
intikam nasıl alınır,
biliyor musun?
Düşünüyorum günlerdir...
Bir yolu olmalı...
Bir yolu olmalı Rosalin,
Mutlaka vardır...
AŞK II
Gabriel emin limandır.
Gidebilirim onunla,
değil mi Rosalin?
Vakit tamamdır...
Gözümü bile kırpmadan,
Yüküm ağır...
İşte o gece öyle oldu...
Gabriel'i gördüm o gece.
“Sen” dedi, “gel benimle”.
Beni tanıyordu...
Ortancayı kokladım.
Mahzundu,
Hava sıcaktı,
Su'suyordu...
Gabriel’in nefesi Rosalin,
nefesi,
deniz kokuyordu...
Bitmeyen yollar boyunca mı
yürüdük,
yollar bitmesin mi istedim,
bilmiyorum Rosalin...
Nihayet kıyısına vardık,
uçsuz bucaksız denizin...
Ağaçlar, insanlar, kuşlar,
Hepsi bir ucundan tutup,
peçesini sıyırdılar gecenin...
Rosalin,
Ah Rosalin,
Bir bilsen...
Nasıl çırpındı kalbim,
Kafesinin içinde
göğsümün...
Meltem doğruldu,
gördü beni...
Topladı eteklerini,
yükseldi ortasına kadar göğün...
Süzülerek geçti,
üzerinden mehtabın…
Gönlü titredi suyun...
Dalgalar büyüdü,
yakalamak istediler onu
Belki pahasına ömrün...
Rosalin,
Gökten süzülerek indi
meltem!
Tam karşımda duruverdi.
Evet, gerçekten!
Rosalin,
mühürledi
gözlerime gözlerini...
Fısıldayarak şöyle dedi:
“Kirpiklerin ağırlaşmış Morpheus
İzin ver yardım edeyim.”
Kelimeleri taşımaktan yorgundum.
Bırakacaktım...
Gabriel’e baktım.
Yüzündeki kederi görmeliydin...
Rosalin,
"hayır" dedim.
İNTİKAM II
Etrafımda döndü,
yeniden karşımda durdu.
“Git buradan Morpheus,
güneş yakında doğar!”
Sustum Rosalin…
Nefesim durdu...
“Sana git dedim
bilmediklerin var!”
Sustum Rosalin…
Sesim kayboldu.
Elini göğsüme koydu,
“Allah'ın adı ile,
Serin ve selamet ol!”
Ah Rosalin, işte o an...
İşte o an, olan ol'du!
Elini benim göğsümden çekti,
onun göğsüne soktu!
Ah Rosalin,
Ah Rosalin,
avcunun içinde çıkardı kalbini!
Henüz atıyordu!
Damarlarından kan damlıyordu!
O kelimeler, Rosalin,
O'nun çoğalttığı kelimeler,
“Ben”i “biz"”yapanlar hani...
Rosalin, sonra ne oldu, biliyor musun?
Harflere parçalandılar!
Sonra noktalara!
Gökyüzüne yükselip,
gerçek hikayeyi yazdılar!
Herkese Rosalin,
herkese!
Olanı biteni anlattılar!
Ah Rosalin,
Ah Rosalin,
Ah Rosalin,
Herkese diyorum...
“biz”i diyorum...
Satır, satır anlattılar!
Gözlerimi kapattım.
Kirpik uçlarımdan düşüp,
parçalandılar...
Evet Rosalin,
parçalandılar...
Yüzümde bir yara izi
Bıraktılar!
İNTİKAM III
Meltem,
ellerimden tuttu
giderken...
Ellerim kan!
Gabriel'in kalbini
avcuma bıraktı,
henüz atarken!
Rosalin,
O'nun bedenini aldı,
yükseldi yerden!
Saçlarımı Rosalin,
Saçlarımı okşadı giderken!
Saçlarımda kan!
Yıldızlar söndü,
Karanlık çöktü…
Ne yapar
bir insan,
ışığı yokken?
İNTİKAM IV
Zaman, ne tuhaf şey...
İnsan, ne tuhaf...
Ölüm, ne tuhaf şey....
Gerçekten Rosalin!
Deniz kokusu olan şehirler
böyledir...
Sarhoş eder....
Yeteri kadar uzun süre
uyursan eğer,
mutlaka karışır,
düşlerle gerçekler...
Gerçekler Rosalin,
gökle beraber
çöktü omzuma!
Dizlerimin üstünde
çöktüm ben de toprağa!
Yeteri kadar uzun süre
uyursan eğer.
Mutlaka karışır,
düşlerle gerçekler...
Rosalin,
Sen,
İntikam nasıl alınır,
biliyor musun?
Düşünüyorum günlerdir.
Bir yolu olmalı...
Bir yolu olmalı Rosalin,
Mutlaka vardır...
Öptüm Rosalin kalbini...
Kan tadı demir!
Dişlerime bulaştı,
Çığlığımla bir!
Ellerimle Rosalin,
toprağı kazdım!
Onu, ait olduğu yere bıraktım!
Saçlarımı Rosalin,
Boyamasam diyorum…
Kessem hatta ne bileyim,
bir oğlan çocuğu gibi..
Yüzümdeki yara izi
Açığa çıkar öyle, olmaz
Olmaz, değil mi?
Dişlerimi diyorum,
söksem,
veya tırnaklarımı?
Sızlıyor içleri...
Ne çok toprak,
ne çok kan dipleri!
Düşündüm de şöyle bir an,
Acaba, acaba
kessem mi parmaklarımı?
Rosalin,
Rosalin,
Sen,
İntikam nasıl alınır,
biliyor musun?
Düşünüyorum günlerdir...
Kan tadı demir...
Bir yolu olmalı...
Bir yolu olmalı, Rosalin,
Mutlaka vardır!
Mutlaka vardır...
Çiğdem YÜKSEL
Haziran 2023,
Ankara
Kayıt Tarihi : 23.8.2023 12:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
dilinize sağlık
TÜM YORUMLAR (1)