Aşkın Ortaçağ'ındaydım,
Dünyayı evrenin merkezi sanırdım,
Bilmezdim farklı gezegenlerin varlığını,
Sanatsız ruhumla ruhsuzca yaşardım...
Ruhuma getirdiğin rönesansla;
Karanlık Çağ'dan Aydınlık Çağ'ıma,
Ah, Günebakan! zamandan bezmiş,
Güneş'in adımlarını sayar;
Gezginin yolculuğunun bittiği yerin,
O parlak diyarın peşinden koşar;
Genç adamlar tutkudan sararıp solar orada,
Devamını Oku
Güneş'in adımlarını sayar;
Gezginin yolculuğunun bittiği yerin,
O parlak diyarın peşinden koşar;
Genç adamlar tutkudan sararıp solar orada,




Aşk duygusunun olgunlaşma sürecini tarihi çağlarla anlatmanız çok farklı olmuş. Kaleminize sağlık. Beni düşüncelere boğdu. Şiirinizdeki çağlar Avrupa'yı orjine alıyor, bildiğiniz gibi onların karanlık çağ dediği dönem aslında bizim medeniyetimizin -eğer kendimizi Doğu görüyorsak hala- Altın Çağı idi. Ve bizim medeniyetimizden aşk hiç eksik olmadı. Aslında aşkın en zayıf düştüğü çağdayız, şiiriniz böyle bir ironiyi de çağrıştırıyor. Aşksız kalmayalım inşallah.
İşte ispatı..
Sanat, şiirdir aynı zamanda..
Şair de "yontar", çizer, şekil verir..
Ve aşk doğar zaman zaman....
Sanatın ürünü...
Tebrikler Tuğba Hanım..
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta