Romana devam 14 Şiiri - Yorumlar

Muharrem Akman
675

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Yakında düğünü olacak adam oğlu için hazırlanan gelin odasını bile misafirler için kapılarını açan İlçeye gelmiştik, Bu davranış tesadüf eseri ülkenin sayılı gazetecilerin başına gelince ülke gündeminde uzun süre yer bulmuştur. İlçeye gelen belkide on bine yakın kişi yedi bin nüfuslu ilçenin kapılarına dayanmıştı, kahvehane, lokonta gibi yerlerde oturacak yer kalmadığı söyleniyordu, ben köylülerimin çalıştırdığı kahveye gelip bir sandalyeler oturdum, ara ara kahveye ilçe sakinleri gelerek üçer beşer misafir alıp evlerine getiriyordu, sanırım belediye hoparlörlerinden bu konuda duyuru yapılıyor du grev artık ölüm kalım meselesi haline gelmişti, sandalyem sobanın yakınlarında olduğum için dışarıya çıkmamıştım, yatacak yer sorun değildi en kötü ihtimal ile kahvede sabahlardım, çünkü ilçede kardeşim amca oğlum teyzelerim bir çok tanıdığım vardı, aslında kahvede oturarak sabahlamayı da istiyordum, geç vakit olunca bir arkadaş sağolsun beni alıp evine götürdü. Sabah merkeze doğru yola çıktığımızda, karşımıza çıkan apartmanların kapılarından, tali yollardan ana yollardan, ara yollardan,ara sokaklardan sağdan soldan her yerden işçi arkadaşlar çıkıyor birlikte merkeze doğru yürüyorduk. Belediye anonslarının yaptığı anonslarında etkisiyle tüm ilçe seferber olup bu gece hiç bir kişi aç açık kalmamıştı. Madenciye yiyecek içecek desteği için kurulan noktalara gelmeleri için anonslar yapılıyordu. Kalabalık içinde tanıdık birilerine rastlayan her kes bu gece nerede kaldıklarını sorarken verilen cevaplara bakılırsa kimisi evlerde rahat bir gece geçirdiğini söylerken kimi kahvede, kimisi halı mağazasında,kimi lokontada kimisi inşaat halindeki binaların içinde yakılan ateş çevresinde,kimisi apartmanların ortak kullanım alanlarında, Kahvelerde bir şekilde on binlerce kişi geceyi rahat geçirmişti, bunun ödülünü yürüyüş başladıktan sonra kasaba MADENCİ SİZİNLE GURUR DUYUYOR slagonlar eşliğinde almıştı. Kalabalık kasabayı terk edene kadar bu slagon devam etti, dünkü kalabalığın iki katı kalabalık ile yürümeye başladık diğer katılımcılar nereden geldiler nasıl geldiler hiç bir bilgimiz yoktu, artık yürüyüş e katılanların sayısının rakamla ifade etmek imkansızdı. Yürüyüşün uzunluğu km, lerce demek daha mantıklıydı yıllar sonra bu yürüyüş için yüz bin kişiydiler diye belgesel çekilecekti. Bu kalabalıkta bir arkadaşını aramak istersen bulmak imkansızdı, ancak tesadüfen karşılaşırsanız ne ala yürüyüş sırasında esnaf gönlünden ne koparsa gıda maddesi ve giyecek battaniye, kendi araçlarıyla kendileri dağıtıyor destek ve vefakarliklarını gösteriyordu. Dün gecenin soğuğu gitmiş Ocak ayının karakteristik soğuğu pek kendini göstermiyordu yol yürüdüğümüz için pek fazla soğuk hissetmiyorduk, yolun altına yemek yiyen köylülerimi görünce
Yanlarına gittiğimde hoş geldin "kaynanan seviyormuş" diyerek sofraya davet ettiler bir köşeye oturup karnımı doyurmaya başladım. Bizim gibi sağa sola oturmuş çok arkadaşımız yemek yiyordu, muhabbet esnasında oturduğumuz Kahvelerde oynadığımız oyunlarda kalan parti paraları için,garson para isteyince paramız olmadığı zamanlarda veresiye defterlerine yaz diyeceğimize "yazıva garta derdik" yürüyüş gurubunun ucu bucağı gözükmüyor dolayısıyla bizim burada geç kalma endişemiz de yoktu, yemekten sonra biraz daha dinlendikten sonra yürüyüşe katılıp yürümeye başladık. Yiine arasıra slagonlar atıyorduk yani grev görevlilerinin söylediği slagonlari tekrar ediyorduk söylendiği söylenen o nahoş slagon atılırken ben yoktum nerede söylendiğinden bile haberim yoktu. Hava soğuk olduğu için bazı arkadaşlar battaniyeleri kendilerine kaban yapmışlar üzerlerine öyle giymişlerdi. Yolumuzun üzerindeki tünelin önüne geldiğimizde görevlilerin yürüyüşü durdurduğunu, ön tarafta tünelin içinde yürüyeceklere çeşitli uyarılar yapıp guruplar halinde öyle gönderiyorlardı, tabiki çıra gazete kağıdı gibi yolumuzu aydınlatmak için bir şey yakmak yasaktı. trafik durdurulduğundan yük ve yolcu taşıyan şoför esnafından sonraki zamanlarda bayağı bir eleştiri almıştı. İçinde bulunduğum gurup tüneli geçtiğinde biraz daha yürüdükten sonra buranın arabayla geçerken ki haliyle yaya yürümenin farkını anlamıştım. Akşam konaklama yapacağımız beldeye gelmiştik, burası dün akşam kaldığımız yerin yarısı kadar yoktu, hem burası iç kesimlerde kaldığı için daha soğuk oluyordu, geceyi geçirmek için herkes başının çaresine bakmaya başladı. Ben kendime bir okulun sınıfında yer buldum, soba falan vardı ama henüz yakılmamıştı, bizlerde yerlerimize yeni yeni oturmaya başlamıştık. Hava kararmış lambalar yanmıştı, biraz vakit geçtikten sonra köylülerimden birisi beni arıyormuş, yanıma gelip haydi araçta yer var bu gece geriye dönüp sabah erkenden buraya geri geleceğiz deyince hem sevinip hem üzüldüm, önce gerek yok burada kalayım dediysem de fazla ısrar etmeyip yürüme geldiğimiz yolu pikap ile geri döndük. Arkadaş beni ve beraber geldiğimiz arkadaşları o gece evinde misafir edip yarın sabah söylediği gibi beraber erkenden işçi arkadaşların yanına geri getirdi, yürüyüşe geçmek için hazırlanan gurubun ardına takılıp yürümeye başladık ta ki önümüzün kesildiğini iş makinaları ve dozerlerin barikat kurduklarını ve vatanımızın kahraman askerlerince bizim daha fazla ilerlemeniz için emir aldıklarını öğrenmiş olduk. Tabiki askerimize karşı bir zor kullanma kimsenin aklına bile gelmesi imkansızdı , askerlerimizinde bize karşı zor kullanma gibi niyetlerinin olmadığını sonraki yıllarda duyacaktık. Biz yürüyüşe demekki geç kalmışız arka sıralarda yer aldığımız için askerlerin barikat kurduğu yere kadar gitmeden yürüyüş kalabalıktan kendiliğinden durmuştu Barikat kurulan yeri göremeden arkada bir yerlerde kalmıştık, ileriye gitmek imkanı olmadığı için kimse geri mi dönülecek burada mı konaklanacak bilmiyordu, şimdi hatırlayamadığım bir yolcu otobüsü Zonguldak'a gitmek isteyen gelsin diye aracı yanımızda durdurunca, yine gideyim gitmiyeyim ikilemi ile otobüse binip bu sefer evime geldim o gün evimde kaldıktan sonra demek ki benim gibi çok arkadaşımız varmış ki yarınki sabah yürüyüşe katılmak için tekrar arkadaşlarımızın yanına otobüsler ile geri geldik. biz döndükten sonra işçilerin bir kısmı barikatı aşıp E-5 karayoluna çıkıp geri çevirmişler, askerlerin girmeyin dediği yerlerde göz altına alınan arkadaşlar olmuş, biz bunları grevden sonra iş başı yaptığımız zaman işe gelmeyen arkadaşlarımız olduğunu görünce duyacaktık. İşçiler geceyi barikatın gerisinde ateş yakıp burada geçirmiş, birazı beldeye geri dönüp gelişmeleri izlemeye başlamış. Hükümetin bizimle ilgili bakanları ve başbakan buraya gelip sendika başkanı ve yönetimi ile görüşmeler yapılıp sonuçta Grevin bitirilmesi ve geri dönüş için karar alınmış.
Bu karara uymayan sendika muhalif grupları sözleşmenin yeterince anlaşılmadığı yeterli ücret ve sosyal hakların alınıp alınmadığı konusunda tereddütlerin olduğunu öne sürerek, sendikanın aldığı karara rağmen, geri dönmeyi ret edip mücadeleye devam edeceklerini ilan etmiş olacaklarki tabi biz bunları sonradan sonradan duyuyoruz, Sendika başkanı hava kararmak üzereyken belde deki meşhur konuşmasını yaptı kısaca sözleşme şartlarını daha sonra açıklanacak yürüyüşümüz burada bitmiştir herkes evlerine geri dönsün dönmeyen bizden değildir gibi laflar edip, iş başlama tarihi daha sonra açıklanacak deyip Tartışmalara son noktayı koydu bekleyen otobüsler ile biz aynı gün geri döndük


Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta