Güneş,penceremden usulca içeriye süzülmeye başlamıştı. Gözlerimi açtığımda yanıbaşımda duran baba yadigarı emektar masa büyük bir hiçliğe tanıktı. Günden güne tükenişimin hikayesine ettiği şahitliği,onu daha bir eskitmişti sanki. İzmaritlerle,bira şişeleriyle doluydu. O da benim gibi geceden kalmaydı anlayacağınız. Uçlarından yakılmış şiirlerim,tavanda salkım salkım gecenin hüznü. Ellerim kan içinde ve başım çatlamak üzereydi. Sanırım cahilce ve başarısız bir intihar denemesi geçmişti yine başımdan. Ah! Hiçbir şey hatırlayamıyorum,dünden ve daha öncesinden. Geçmiş silinip kaybolmuş ve ben yalnızca bu geçmişin bir sahnesinde kalmışım gibi.
Yaşantımın ıslak bir köpek kokusuna benzeyen iğrençliği,eskicinin bile almayacağı yıllanmış gömleğim,parkam,kamuflajım. Ne kadar da acınası bir hale geldim öyle değil mi?
sol tarafından kalkmış bir taze
sabah bulunsun yanında
Kent! gümüş kanatlı melek
yalancı düşler uyuyor olsun
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta