Güneş,penceremden usulca içeriye süzülmeye başlamıştı. Gözlerimi açtığımda yanıbaşımda duran baba yadigarı emektar masa büyük bir hiçliğe tanıktı. Günden güne tükenişimin hikayesine ettiği şahitliği,onu daha bir eskitmişti sanki. İzmaritlerle,bira şişeleriyle doluydu. O da benim gibi geceden kalmaydı anlayacağınız. Uçlarından yakılmış şiirlerim,tavanda salkım salkım gecenin hüznü. Ellerim kan içinde ve başım çatlamak üzereydi. Sanırım cahilce ve başarısız bir intihar denemesi geçmişti yine başımdan. Ah! Hiçbir şey hatırlayamıyorum,dünden ve daha öncesinden. Geçmiş silinip kaybolmuş ve ben yalnızca bu geçmişin bir sahnesinde kalmışım gibi.
Yaşantımın ıslak bir köpek kokusuna benzeyen iğrençliği,eskicinin bile almayacağı yıllanmış gömleğim,parkam,kamuflajım. Ne kadar da acınası bir hale geldim öyle değil mi?
Kayıt Tarihi : 21.1.2019 01:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!