Grev sonrasında sendika barikatı açtırıp yürüyüşe devamı etmediğimiz için ve grev zamanında yapılan maddi yardımlarım akıbeti için eleştiri alıyordu, hiç bir zaman kimse buna doğru cevap veremediği gibi yetkili kişiden hiç bir cevapta gelmedi grevde makam aracı olarak ortaya atılan zamanın pahallı otomobillerden biri olan jaguar marka otomobili layık gören hatta yetmez helikopter alalım diyen işçi profilinden, şimdi hesap Soran bir profil oluşmuştu, gerçekten büyük miktarlarda olduğu söylenen bu paralara ne olmuştu.
Oturduğumuz kahvede camın kenarındaki küçük dört köşe masada pişti oynayan iki arkadaş saatine bakınca kağıtları bırakıp işe geç kalacağım diye çay paralarını ödeyip kahveden hızla çıkmıştı
Akşam yemekleri yenip çay içmek için hazırlanan belde kiminin hafif şiddette kiminin şiddetli duyduğu gümleme sesiyle evlerinden dışarı fırlamış hiç kimse birbirine bir şey sormak ihtiyacı duymadan sesin geldiği kuyuların olduğu yere doğru gitmeye başladık henüz kimse bir şey bilmiyor patlamanın ne olduğunu öğrenmek için işyerine gidiyorduk patlama sesinin duyan herkes bizim gibi işyerine doğru gelmeye başlamış biz geldikten hemen sonra ortalık ana baba gününe dönmüştü, artık ocakta ne olup olmadığını öğrenmek için en güvenilir yerden haber almayı birilerinin bir açıklama yapmasını bekliyorduk, Maden ocağında GRUZU patlamış olmalıydı ama bu kadar sesin nereden geldiğini kimse doğru dürüst açıklayamıyordu, ocak içinden kimse doğru dürüst haber alamıyordu, kuyular çalışmıyor telefon ile haber alınamıyor herkesin aklına yattığı bir şekilde bir şeyler söylüyor Ocakta yakını olanlar çaresizce ortalıkta dolaşıyor o acı sonu kimse aklına bile getirmek istemiyordu aradan bir saat geçmeden iş yeri etrafı iğne atsan yere düşmeyecek duruma gelmiş malesef haberler hiç te iç açıcı değildi içeriden iyi haberler gelmiyordu. Artık kuyu etrafında olanların çığlıkları yükselmeye başlamıştı ilk şok atlatılmış içeriden tek tük sağ salim çıkan işçilerin olduğu söyleniyordu biz artık kuyu başına yaklaşmamızın imkanı yoktu daha kenarlardan olayı izlemeye çalışıyorduk gece yarısı olmuş Kuyubaşındaki kalabalık bağırış çağırış devam ediyordu insanların bir an önce yakınlarının akıbetini öğrenme çabaları malesef ya cevap bulmuyor ya rahmetli haberi ile son buluyordu bizim köyden iki kişi aynı vardiya da idi bir tanesinden haber alınamamış bir tanesinin hastanede olduğu haberi gelmişti, artık kimsenin yapacak bir şey kalmadığını yavaş yavaş evlere dağılmaya başlamış ben de eve gelmiş yatmıştım. Sabah olunca olayın bir FACİA olduğu artık aşikardı hayatını kaybedenlerin sayısı belli değil kimsede kesin sayıyı bilmiyordu bacalardan yer yüzüne açık alev yükselmeye başlamıştı artık ocakta canlı işçi kalmasının imkanı yoktu şehir hepten susmuş bir vardiya işçi yok olmuştu sonraki günlerde cenazeler çıktıkça köylerine gönderiliyor acı ve gözyaşı hiç dinmiyordu dünya ve Türk televizyonları yayınlarını hep Maden işçilerinin yaşadığı faciayı anlatıyor du. Hayatını kaybedenlerin sayısı verilmiyor ama, bu güne kadar yaşadığımız en büyük grizu faciasına doğru gidiyorduk, maden ocaklarında meslek gruplarının köy köy Kariye Kariye aynı insanlar yaptığı için o akşam vardiya da olanlar hep aynı köyün Ayn kariyenin insanları idi dolayısıyla bir köyden sekiz kişi on beş hatta daha fazla madenci hayatlarını kaybetmişti, araçlar durmadan köylere cenaze taşıyor arkalarından binlerce kişi onları dualarla uğurluyordu 2 yıl öncesindeki grev zamanında olduğu gibi yine ülke ve dünya gündemine oturmuştuk bu sefer acı ve gözyaşı ile
..hastanede çalışan Bir arkadaşımın anlattığına göre zamanın başbakanının anlattığına göre olayın İlk günlerinde hastaneye inceleme ve başsağlığı için gelmiş burada başbakanı gören bir şehit yakını neden buradasın gibilerinden hakaret etmiş yanındaki korumaları o yöne doğru hareketlenince hemen müdahale etmiş acıları büyük tepkisini göstersin.. tam 263 fener tamamen sönmüş göklere süzülmüştü her birinin ayrı bir hikayesi vardı ruhları şad olsun.
Acının tarifi yoktu Facia sonrası ocaklarda açık alev yangın devam ediyor kimi havalandırma kuyularından soba borusunun alevi gibi duman bazan da kıvılcımlı ateş çıkıyordu, ocakları söndürmek için milyonlarca metreküp su basılmaya başlandı yeterli su basıldığında kuyuların kafes iniş çıkışlarında kullanılan ağızları dahil kapatılıp üzeri çamur ile hava almayacak şekilde sıvanarak kaplandı, içeride hâlâ hayatlarından Umut kesilen ulaşılamamış işçilerin cesetleri vardı. Su başımı bitip yangın söndükten sonra su boşaltma işlemi bitince bu arkadaşların cesetlerine ulaşıldı en son çıkan bizim köyün maden şehiti idi
Kazanın büyüklüğü kazanın oluş sebeblerini yazan çizen çok kişi oldu cok tv programları yapıldı hepside kazanın oluş sebeblerini açıklıyor maske ihalesinim
Geciktiğini metan gaz oranının yüksek olduğu halde işçinin tahliye edildiği aniden gaz oranının yükselmesi gibi bahaneler ben dediydim gibi bir çok hiç bir yararı ve faydası olmayan sözler, gidenler gitmişti belki sadece bizim oturduğumuz mahalleden yüz hane kapanmıştı bu facia böylece yaşandı gitti malesef ne ders oldu ne bundan sonraki faciaların önüne geçti.
Gruzunun bıraktığı olumsuz etkileri sürerken bir yandan da maden ocağının üretime geçmesi için hazırlık yapılıyordu hayat devam ediyor bu kadar acıya rağmen
Peyderpey Maden ocağındaki galeriler açıldı geride kalan işçilerin iş başı yapması ile üretim devam etti, yaklaşık iki üç yıl sonrada resen emeklilik diye bir kanun çıktı o furyada ben de emekli oldum çocuklar iş güç sahibi değildi ev kiralık ti burada kalmanın bize bir getirisi yoktu pıli pirtyjyi toplayın
Kayıt Tarihi : 28.11.2022 16:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!